Forum'da ara:
Ara


Yazar Mesaj
Mesaj05.11.2010, 22:41 (UTC)    
Mesaj konusu:



Milli Eğitim'de olay yaratacak değişiklikler!
Andımız ve İstiklal Marşı zorunlu olmaktan çıkarılıyor.Milli Eğitim Şûrası’nın 4’üncü gününde, tartışılacak kararlar alındı. 8 yıllık kesintisiz eğitim 13 yıla uzatılırken, öğrencilerin sabahları okuduğu “Andımız” ve “İstiklal Marşı” zorunlu olmaktan çıkarıldı. 8. sınıfta yapılan SBS’nin de uzun vadede kaldırılması için çalışma başlatıldı.

Milli Eğitim Şûrası’ndan, 8 yıllık kesintisiz eğitimi delecek bir karar çıktı. Zorunlu eğitim; 1 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi, 4 yıl ortaöğretim olmak üzere 13 yıl olacak şekilde belirlendi. Bu süreçle, kapatılan imam hatip liselerinin ortaokul kısımlarının yeniden açılması sağlandı.

11 YAŞA İMAM HATİP YOLU

Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun eğitim sürelerine ilişkin “1 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi, 4 yıl ortaöğretim olmak üzere zorunlu eğitim 13 yıl olsun” önerisi alkışlar ile genel kuruldan geçti. Kabul gören öneriye göre aileler, ilköğretim 5. sınıftan mezun olan öğrenciyi ister meslek lisesine, ister genel liseye, ister imam hatip lisesine gönderebilecek.

DİN DERSİ 1. SINIFA İNDİ

Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin çoğulcu bir anlayışla tüm öğretim kurumlarında daha etkin olarak okutulması önerisi de kurul gündemine getirildi. Alevilerin din dersinden muaf olma isteği, bu önerinin kabulü ile rafa kalkmış oldu. Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun “din dersinin ilk ve ortaöğretimin tüm sınıflarında daha etkin olarak okutulması” önerisi kabul gördü. Böylece ilköğretim 4. sınıfta okutulmaya başlanan din dersinin birinci sınıfa kadar indirilmesi gündemde. “Din dersi seçmeli olsun” önerisi de kabul edildi. Şûrada öğretmenler, törenlerin rutin ve zoraki katılımdan çıkarılmasını önerdi.

‘İSTİKLAL MARŞI KALKSIN’

Kabul gören maddenin oylanarak şûranın raporunda yer alması durumunda, öğrencilerin sabahları okuduğu Andımız ve İstiklal Marşı da zorunlu olmaktan çıkacak. Madde şöyle: “Törenler ve toplantılar; paylaşma, bütünleşme, denetim ve kontrol mekanizmaları olup okul yönetimi tarafından kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılıp yoğun olarak ortak duygu ve değerlerin paylaşımını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.”

SBS KALKACAK

Öğretmenler, ortaöğretime geçişte sınav sistemi yerine okul başarısının geçerli olması gerektiği görüşünde birleşti. Öneri genel kurul tarafından benimsendiği için 8. sınıf sonunda yapılan “Seviye Belirleme Sınavı”nın uzun vadede kaldırılması için çalışma başlatılacak.

DİNE BRANŞ ÖĞRETMENİ

Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile milli güvenlik derslerine branş öğretmenlerinin girilmesi önerisi kabul edildi. Bazı okullarda imamlar din derslerine giriyordu.
Mesaj11.11.2010, 16:44 (UTC)    
Mesaj konusu:

İran'ı vurabilecek uçak düştü İsrail şoka girdi

İsrail hava kuvvetlerine ait bir F-16I avcı uçağının dün akşam saatlerinde ülkenin güneyinde düştü. F-16I, rutin bir eğitim uçuşu sırasında düştü ve uçaktaki 2 pilot kayboldu. İsrail ordusu, kaybolan 2 pilotun yerini tespit etmek amacıyla Necef Çölü'nde bulunan Ramon Crater bölgesinde arama yapıyor. İsrailli makamlara göre, ABD yapımı ve F-16'nın İsrail versiyonu olan F-16I, İran'ı vurabilecek güçte bir uçak. İlk defa İsrail'de bu tip bir uçağın kaza yaptığının altı çiziliyor. İsrail hava kuvvetleri, geçici olarak bütün F-16'ların uçuşlarını iptal etti.

alintidir...
Mesaj11.11.2010, 16:48 (UTC)    
Mesaj konusu:

Amerika semalarında gizemli füze

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), California eyaletinin güney semalarında görülen 'gizemli' füze hakkında, "Ne olduğunu bilmiyoruz" açıklamasını yaptı.

KCBS televizyon kanalının Los Angeles'ta helikopterden çekmeyi başardığı görüntüler, ülkede tartışmalara yol açtı. Kanalın internet sitesinde de yayınlanan videoda, gökyüzünde süzülen bir cisim ve arkasında bıraktığı iz görülüyor.

Ülke medyasında cismin yanlışlıkla fırlatılmış bir Amerikan füzesi olup olmadığı üzerinde duruluyordu. Bunun üzerine açıklama yapan Pentagon sözcüsü Albay Dave Lapan, "Savunma Bakanlığı olarak bu cismin ne olduğu ve nereden geldiği hakkında bir bilgimiz yok. Bizimle hiçbir ilgisi yok" dedi.

Kuzey Amerika Hava Sahası Savunma Komutanlığı (NORAD) ve Amerikan Kuzey Komutanlığı'nın ortak açıklamasında ise, görülen cismin ABD ulusu için bir tehdit oluşturmadığı belirtildi. Açıklamada, füzenin yabancı bir ülkeden fırlatılmadığı, yeni veriler elde edildiğinde kamuoyuyla paylaşılacağı vurgulandı...


alintidir...
Mesaj12.11.2010, 14:12 (UTC)    
Mesaj konusu:

xxkodmedia yazmış:
KURBAN BAYRAMI HAVA TAHMİN RAPORU
12.11.2010
Ülkemizin batı kıyıları Ege Denizi üzerinden gelen yağışlı sistemin etkisinde bulunuyor.Son uydu ve radar
görüntülerinde Batı Bölgelerde yoğun bulutlanmanın var olduğu dikkati çekiyor. Bu değerlendirmeler ışığında;
Bugün (Cuma); Marmara’nın batısı ve kıyı Ege’de aralıklarla sağanak yağış bekleniyor.Bu yağışların
İzmir ve Balıkesir’in kıyı kesimlerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Bugün günün en yüksek sıcaklıkları
İstanbul ve İzmir’de 21, Ankara’da 22, Antalya’da 26, Adana’da 28, Samsun’da 27, Erzurum’da 16, Diyarbakır’da
24 derece bekleniyor.
Yarın (13.11.2010 Cumartesi); Güney Ege ve Batı Akdeniz’de hafif olmak üzere yağış
geçişlerinin görüleceği, diğer bölgelerin parçalı az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İç bölgelerde yer yer sis
bekleniyor. Günün en yüksek sıcaklıkları İstanbul 20, Bursa 25, İzmir’de 24, Afyonkarahisar’da 20, Ankara’da
21, Antalya’da 25, Adana’da 30, Samsun’da 26, Tokat’ta 19, Erzurum’da 16, Diyarbakır’da 24 derece bekleniyor.
Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum’da gece sıcaklıkları -6 ila -7 derece arasında seyredeceğinden buzlanma ve don
olayı görülecek.
14.11.2010 Pazar günü; Güney ve Kıyı Ege ile Batı Akdeniz’de hafif olmak üzere yağış
geçişlerinin görüleceği, diğer bölgelerin parçalı az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İç bölgelerde yer yer sis
bekleniyor. Günün en yüksek sıcaklıkları İstanbul 20, Bursa 25, İzmir’de 23, Afyonkarahisar’da 21, Ankara’da
22, Antalya’da 24, Adana’da 31, Samsun’da 24, Tokat’ta 20, Erzurum’da 17, Diyarbakır’da 24 derece bekleniyor.
Kars, Ardahan, Ağrı ve Erzurum’da gece sıcaklıkları -5 ila -6 derece arasında seyredeceğinden buzlanma ve don
olayı görülecek.
15.11.2010 Pazartesi (Arefe) günü; Batı bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Muğla ve Aydın
çevreleri hafif sağanak yağışlı, diğer kesimler parçalı az bulutlu geçecek. İç bölgelerde yer yer sis bekleniyor.
Günün en yüksek sıcaklıkları İstanbul 19, Bursa 24, İzmir’de 22, Afyonkarahisar’da 21, Ankara’da 23, Antalya’da
24, Adana’da 31, Samsun’da 26, Tokat’ta 21, Erzurum’da 17, Diyarbakır’da 23 derece bekleniyor. Kars, Ardahan,
Ağrı ve Erzurum’da gece sıcaklıkları -5 ila -7 derece arasında seyredeceğinden buzlanma ve don olayı görülecek.
Bayramın 1. ve 2. günleri (16 ve 17 Kasım 2010); Yurtta yağış beklenmiyor. Yurdun iç
ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer kesimler parçalı az bulutlu geçecek. İç bölgelerde yer yer sis
görülecek.
Bayramın 3. günü (18.11.2010); Marmara’nın batısı ve Kuzey Ege kıyılarında hafif sağanak
yağış geçişleri bekleniyor. İç bölgelerde yer yer sis görülecek.
Bayramın 4. ve son günü (19.11.2010); Yurtta yağış beklenmiyor. Yurdun iç ve batı
kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer kesimler parçalı az bulutlu geçecek. İç bölgelerde yer yer sis görülecek.
Hava sıcaklığı; Bayram tatili süresince ülke genelinde mevsim normallerinin 6 ila 10 derece
üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor.

Mehmet ÇAĞLAR
Genel Müdür

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (DMİ)
Kütükçü Alibey Caddesi No:4 06120 Kalaba Keçiören/ANKARA
www.dmi.gov.tr
Mesaj14.11.2010, 19:30 (UTC)    
Mesaj konusu:

MSN'de Artık Link Paylaşımı Yasak!

Eğer Live Messenger 2009 kullanıcısıysanız, arkadaşlarınızla mesajlaşırken arkadaşınızın yolladığı linklere tıklayamadığınızı fark etmiş olabilirsiniz. Bunun Microsoft'un bir çeşit güvenlik önlemi olduğunu söyleyelim.

Ne var ki linklere tıklama özelliği her Live Messenger 2009 kullanıcısında iptal edilmedi. Ayrıca Live Messenger 2011 kullanıcıları bu güvenlik önleminin dışarısında tutuluyor.

Peki Microsoft'u bu denli önemli bir önlem almaya iten güvenlik sorunu neydi? Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, sorun, Messenger üzerinden yayılan bir worm. Yani bir zararlı yazılım

Bu zararlı yazılım, Windows Live Messenger 2011'de henüz etkili olamıyor. Dolayısıyla 2011 kullanıcıları bu önlemin dışarısında tutuluyor. Microsoft Windows Live ekibi, resmi blog'undan yaptığı açıklamada "Bu önlemlerin zararlı yazılım etkisiz hale getirilene kadar devam edeceğini" söyledi.


alintidir.
Mesaj21.11.2010, 18:07 (UTC)    
Mesaj konusu:

Sarko’ya taş gibi cevap

Sarkozy’i ayar etti
Burada bir kapasiteye karşı tedbir alınıyor, bir ülkeye değil. Yarın başka ülkeler çıkar mevcut ülkeler değişebilir. İran, Ortadoğu olur mu? Çıkarın siz bunları aklınızdan. Bu Türkiye’yi tatmin etmek için değil, olması gereken bir durumdur.

(‘Kıbrıs Rum kesimi AB’ye tam üye. Biz aileyiz, prensiplerimiz var’ sözü üzerine) 2002’de Rumlar üye değilken, ‘Sorunlarını çözmeden tam üye olunmaz’ kuralını çiğneyerek 2004’te Rumları niye tam üye yaptınız? Bu prensiplerinizi o zaman hatırlamadınız mı?

LİZBON’da dün sona eren NATO Zirvesi’nde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Fransız mevkidaşı Nicolas Sarkozy arasında füze kalkanı ile Kıbrıs bağlamında NATO-AB toplantılarıyla ilgili yaşanan tartışmalar damgasını vurdu. Zirvenin önceki günkü toplantısında ilk tartışma Fransa’nın “füze kalkanında tehdidin gelebileceği temel risk bölgelerinin İran ve Ortadoğu olması” ısrarı yüzünden yaşandı. Gül bu konuda Sarkozy’e şu sözlerle tepki gösterdi: “Siz neden bahsediyorsunuz. Böyle şey olur mu? Burada bir kapasiteye karşı tedbir alınıyor, bir ülkeye değil. Yarın başka ülkeler çıkar mevcut ülkeler değişebilir. Bu sistemler kimde olursa onu kapsaması lazım, geneli kapsaması lazım. İran, Ortadoğu olur mu? Çıkarın siz bunları aklınızdan. Bu Türkiye’yi tatmin etmek için değil, olması gereken bir durumdur.”

Merkel’e de ayar

Sarkozy ile ikinci gerginlik Kıbrıs konusunda yaşandı. Türkiye, Rumlar’ın üye olduğu AB’nin, NATO’nun güvenlik ve askeri kabiliyetlerinden faydalanmasına karşı çıkıyordu. Sarkozy, Türkiye’nin tutumundan NATO-AB toplantılarının yapılamadığını savunarak şunları söyledi: “Kusura bakmayın ama Kıbrıs (Rum kesimi) AB’ye tam üye. Biz 27 kişilik bir aileyiz. Değerlerimiz var. Ona göre hareket etmek durumundayız ve bunlar da hayatın gerçeği.”


Sarkozy’nin bu görüşüne Almanya Başbakanı Angela Merkel de destek verdi. Sarkozy ve Merkel’in bu çıkışına Gül’ün tepkisi şöyle oldu: “Doğrudur, Rumlar AB üyesi ve bu da hayatın gerçeği ama hayatın öbür gerçekleri de var. Mesela Rumlar adanın tamamını temsil etmiyor. Orada çözülmemiş bir sorun var. Tutulmayan sözler var. Bunlar da hayatın gerçeği. Çok doğru söylüyorsunuz, bu prensiplerinize saygı duyuyorum. Peki 2002’de Rumlar üye değilken, ‘Sorunlarını çözmeden tam üye olunmaz’ kuralını çiğneyerek 2004’te Rumları niye tam üye yaptınız? Bu prensiplerinizi o zaman hatırlamadınız mı?” Gül zirveyle ilgili de şöyle konuştu:


Latin ülkesi değiliz

- “Füze savunma sisteminde bazı kaygılarımız vardı. Eğer bizi rahatsız eden çıkışlarına devam etselerdi veto edebilirdik. Ama sonuç bölge politikalarımıza uyumlu, isteklerimizi karşılayan şekilde gerçekleşti. İtiraz edenler de gerçekleri gördüler. 1990’lardan beri Irak’la yaşadıklarımızı bir de İran’la mı yaşasaydık? Ben Latin Amerika ülkesi miyim ki bölgede yaşananlara laf söylemeyeyim. Olaylar bizim mahallemizde yaşanıyor. Tabii ki barış ve istikrar adına bölgem ve ülkem adına sesimi çıkaracağım. Kimse unutmasın bir şey olursa bunun siyasi, ekonomik göç ve güvenlik neticeleri ile biz karşılaşacağız. Bugün ABD ile ilişkilerimiz her yerde söylüyorum 20 sene öncesinden daha ileri bir durumdadır. Herkes bir şey söylüyor ama ilişkilerimiz çok farklı bir düzeydedir, çünkü bugün Türkiye’ye bakıldığında daha demokratik, girişimci, katılımcı, güçlü... Böyle bir ülke ile ilişkiler daha farklı olur. Kendileri gibi bir ülkeyle ilişkiler daha farklı olur.


Nükleer kaygılandırır

Bizim İran’ın füze çalışmalarıyla ilgili bir endişe algımız yok. Zaten sınır komşusuyuz, en kısa menzille bile bize zarar verir, top atışıyla bile zarar verir. Füze ayrı, nükleer mesele ayrı her ülke kendi tehdit algılamasına göre tedbir alır. O da ona göre bir şeyler yapıyor. İran’ın tehdit algılamasına bakmak lazım. Bizim farklı onun da farklı algılamaları olabilir ama nükleer konu olursa bizi kaygılandırır. Fakat bunu bugün İran yapıyor diyebiliyor muyuz, hayır. Uluslararası kuruluşlar da bunu böyle söylüyor. O zaman bekleyip görmek lazım.”


10 dakika görüştüler

Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan konulu toplantının ardından ABD Başkanı Barack Obama ile 10 dakikalık bir görüşme yaptı. Gül, Obama ile yaptığı görüşmede “Terörü, zirvedeki konuları ve NATO-AB ilişkilerini” konuştuklarını söyledi. Gül’ün Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile yapması öngörülen görüşme ise iki liderin program yoğunluğu nedeniyle gerçekleşmedi.




ABD’ye büyükelçi tepkisi

Gül, ABD’nin temmuzdan beri kongredeki bazı üyeler nedeniyle Ankara’ya büyükelçi atayamamasına tepki gösterdi. Gül, yakında Washington yönetiminin bu krizi çözeceğine inandığını da dile getirdi.

NATO dokunuşu
ABD Başkanı Barack Obama’nın, toplantının yapılacağı salona girerken, o anda başka bir şeyler ilgilenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün omzuna dokunması, iki lider arasındaki sıcak ilişkinin bir göstergesi olarak yorumlandı. Abdullah Gül de karşılık olarak, salondan ayrıldığı sırada Obama’ya el salladı.

Olmasak 10 dakikada biterdi
Gül, beraberinde Lizbon’a götürdüğü gazetecilerle yaptığı sohbette de NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in toplantılar boyunca Türkiye’ye yönelik olumlu tavrını beğendiğini söyledi. Gül, “Türkiye NATO zirvesine heyecan getirdi. Biz olmasak toplantı 10 dakikada biterdi. Bizi gören herkes güçlü ekonomimizden, büyümemizden, dinamizmimizden etkilenerek sorular sordu. İlgi odağı olduk” dedi.Metehan DEMİR - Hürriyet


Kızlar için ideal evlilik yaşını açıkladı

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, ülkesinde kızların 16 yaşında evlenmesini istediği bildirildi. Devlet tarafından yayımlanan Cam-i Cem gazetesinin haberine göre, Ahmedinejad "kızlar için evlilik yaşı 16-17, erkekler için de 20 olmalı" dedi.

Cumhurbaşkanı İran'da şu anda kızların ortalama evlilik yaşının 24-26 arasında olmasını da eleştirdi.

Diğer bazı gazeteler ise cumhurbaşkanının kızlar için en iyi evlilik yaşının 17-18 olduğunu söylediğini yazdılar.

Gazeteler arasındaki bu çelişkinin nereden kaynakladığı konusu açıklığa kavuşmadı ancak İran medyasında bu gibi durumlara sık sık rastlanıyor.A.A.


İsrail'i korkutan gizli anlaşma iddiası
Mossad'a yakınlığıyla bilinen İsrail haber sitesi Debka, NATO füze kalkanı anlaşmasındaki gizli maddelerde, Türkiye'ye kurulması planlanan savunma sisteminde komutanın Ankara'ya verildiğini iddia etti. Debka ayrıca, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Türkiye'nin füze kalkanı anlaşmasında İran ve Suriye'nin tehdit olarak nitelenmemesi konusundaki talebine boyun eğerek, İsrail'e verdiği güvenlik garantilerinin değerini düşürdüğünü belirtti.




ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye'nin füze kalkanı anlaşmasında İran ve Suriye'nin tehdit olarak nitelenmemesi konusundaki talebine boyun eğerek, İsrail'e verdiği güvenlik garantilerinin değerini düşürdü.




Bu aynı zamanda, füze kalkanı sisteminin kurulma amacını da inkar eden bir gelişme oldu. Füze kalkanı sisteminin, ilk olarak İran ve Suriye’nin balistik füzelerinin Avrupa ve ABD’ye ulaşmadan önce tespit edilip yok edilmesi için planlandığı düşünülmüştü.



Obama, Cuma günü Lizbon zirvesinde, “İlk defa NATO’nun Avrupa’daki tüm toprakları ve nüfusunun yanı sıra ABD’yi de koruyacak bir füze savunma gücü geliştirilmesinde uzlaşmaya varıldı” dedi. Ancak ABD Başkanı füze savunma sisteminin kime veya neye karşı oluşturulduğunu belirtmedi. Dahası, ABD ve NATO’nun Türkiye’ye ne derecede teslim olduğunu da gizledi.



Debkafile sitesinin askeri kaynakları, füze kalkanı sistemindeki gizli maddelerin, kurulacak üslerin Türkiye’nin komutası altına verilmesini öngördüğünü belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Kasım tarihinde, füze sisteminin komutasına bir Türk komutan atanmasını talep etmesinin ardından devreye giren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu konuda Obama ve NATO liderleriyle görüşmeler yaptı.

"FÜZE KALKANI BİR İŞE YARAMAYACAK" KORKUSU


Türk siyasetçiler İran’ın radikal liderlerine çok yakın duruyor ve Suriye ile Lübnan topraklarında çok sayıda İran füzesi konuşlandırılmasında yanlış bir şey görmüyor. NATO füze kalkanı sisteminin komutasında görev alacak bir Türk generalin, İran, Suriye veya Hizbullah’ın ortaya koyacağı füze tehdidini Obama veya NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile aynı şekilde değerlendirmesi beklenemez.



Kısaca, NATO’nun füze önleyici sistemi fiziksel ve teknik olarak Türkiye’de konuşlandırılabilir. Ancak bir Türk generalin komutası altında, sistemin NATO ülkelerinin karşısındaki en ciddi tehlikeleri karşılayacak işlevsel bir kalkan olarak kullanılabilirliği sıfır.



ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü P.J Corwley’in Cuma günü “ertelenen Ortadoğu barış görüşmelerine devam etmesi halinde ABD’nin İsrail’e yazılı güvenlik garantileri sunmayı düşündüğünü” belirtmesine rağmen, geçerli şartlar altında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD’nin sunduğu güvenlik garantilerine bağlı kalması fazla anlam taşımıyor.



ABD-İSRAİL İŞBİRLİĞİ BİTEBİLİR


Bu garantiler Lizbon zirvesinde Türkiye’yi ödüllendirdi. Hatta İran, Suriye ve füzeleri İsrail sınırlarında sadece bir hedefe kilitlenmiş halde bekleyen radikal müttefiklerini de ödüllendirdi.



ABD füze savunma sistemlerinin, İsrail’in füze önleme, hava savunma sistemleri ve istihbaratıyla fazlasıyla bağlantılı ve uyumlu olduğunu hatırlatmakta fayda var.



Türk generaller NATO füze kalkanı sisteminin kontrolünü aldıktan sonra, füze savunması alanında çok büyük önem taşıyan ABD-İsrail işbirliği nasıl devam edecek?



Bu yazı "US security guarantees for Israel worthless when Turkey controls missile shield" başlıklı makaleden derlenmiştir.
______________
Bir hayale adanmış yarım bir öyküyüz.
Arar ve sorarlar yokuz ki sürgünüz.
Hangimiz ters hangimiz düz hangimiz yaz hangimiz güz.Mechul bir dörtlüyüz...
Mesaj06.12.2010, 08:08 (UTC)    
Mesaj konusu: nurnberg-dortmund

TRT3'te nürnberg dortmund maçını izlerken birşeye dikkat ettim nurnberg yerine nuremberg yazıyor kanıtlamak için resmini çektim:D
Mesaj12.12.2010, 13:47 (UTC)    
Mesaj konusu:

12 Aralık 2010 Pazar 11:16:09
Yürü be Türk gücü!

Samur ile tank ve zırhlı araçlarımız için akarsuyla nehirler engel olmaktan çıkacak! Tamamen Türk mühendislerce geliştirilen ve tasarlanan ''Samur'' adı verilen seyyar yüzücü hücum köprüsü ile tank ve zırhlı araçlar için akarsu ve nehirler engel olmaktan çıkıyor.

FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri için üretilen Samur'un ilk prototipi tamamlandı. Toplam 52 adet üretilecek ve akarsu geçişlerinde yap bozun parçaları gibi yan yana gelerek birleşecek Samur'lar, kısa sürede onlarca metre uzunluğunda köprülere dönüşerek, her biri 70 tonluk tankları karşıya geçirebilecek.

FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü Nail Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin seyyar yüzücü hücum köprüsü ihtiyacının karşılanması amacıyla Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından açılan ihaleyi FNSS'in kazandığını ve 2007 yılında sözleşme imzaladıklarını söyledi.

Sözleşmenin ardından yoğun bir şekilde çalışmalara başladıklarını anlatan Kurt, projenin tasarım ve geliştirme aşamasının yaklaşık 3,5 yıl sürdüğünü, projede 150 Türk mühendisin görev aldığını belirtti.

Kurt, dünyada bu sistemi biri Alman diğeri Fransız iki şirketin üretebildiğini ifade ederek, ''Samur'' adını verdikleri sistemin Fransız ve Alman sistemlerine göre hareket kabiliyetlerinin çok daha yüksek olduğunu vurguladı. Bunun nedeninin Samurların 8x8 sürüş yapısına sahip olması olarak açıklayan Kurt, diğer iki şirketin ürettiği sistemlerin 4x4 olduğunu anlattı.

Alman sisteminin 4x4 oluşunun arazideki hareket kabiliyetini olumsuz etkilediğini belirten Kurt, ''Bu Almanya için sorun olmayabilir çünkü Avrupa'da araziler düz. Ama Türkiye'deki arazi şartları çok değişik. Dolayısıyla 8x8 Türkiye şartlarına çok uygun bir sistem oldu. Samur'un yük taşıma kapasitesi çok daha yüksek. Tüm elektronik gelişmeleri kapsayan aracın içinde akıllı bilgisayar kontrol sistemleri de bulunuyor'' dedi.

Samurların, dünyada en gelişmiş orduların kullandığı en son teknoloji bir köprü sistemi olacağını belirten Kurt, ''Bu sistem, yurt dışı hiç destek alınmadan tasarlanan ve geliştirilen ilk yerli kara sistemi'' diye konuştu.

Sözleşmedeki programa uygun olarak ilk Samur'un prototipinin üretildiğini, 3 adet Samur'un prototipinin ise 1 ay içinde tamamlanacağını anlatan Kurt, daha sonra 2 ay sürecek kalifikasyon testlerine başlayacaklarını bildirdi. Proje kapsamında 52 adet Samur üreteceklerini ifade eden Kurt, ilk 4 prototipin Nisan ayında TSK'ya teslim edileceğini söyledi. Kurt, Samurların üretiminin 2012 yılında tamamlanacağını kaydetti.

Kurt, bu sistemin dünyada sadece ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa'da kullanıldığını da sözlerine ekledi.

-SAMUR'UN ÖZELLİKLERİ-


Hem karada hem de suda hareket kabiliyetine sahip Samur, karada saatte 100 kilometre, suda yaklaşık 20 kilometre hıza ulaşabiliyor. Karada bir TIR'ı andıran suya girdiğinde tekerleklerini içine çekerek adeta bir gemiye dönüşen Samur, 12 metre uzunluğa, 4 metre genişliğe ve 3,5 metre yüksekliğe sahip. Samurlar, akarsu geçişlerinde yap bozun parçaları gibi yan yana gelerek, onlarca metre uzunluğunda bir köprüye dönüşebiliyor. İki samur, birleştiğinde 20 metrelik köprü oluşturarak 70 tonluk tankı karşı kıyıya geçirebiliyor.

Proje kapsamında üretilecek 52 adet Samur, 130 milyon dolara mal olacak.

Nehirler üzerinde süratle kurulacak olan amfibi özelliğe sahip Samurlar, muharebe tankları ve askeri birliklerin çok kısa sürede karşı kıyıya geçmesine imkan verecek.

Öte yandan, Türkiye'de savunma sanayiine yönelik ilk özel sektör kuruluşu olan FNSS, paletli ve tekerlekli zırhlı muharebe araçlar üretiyor. 1988 yılında kurulan FNSS'in yurt içinde 387, yurt dışında 200 olmak üzere toplam 587 personeli bulunuyor. FNSS, birçok ülkeye de zırhlı araç ihraç ediyor.
Mesaj20.12.2010, 11:42 (UTC)    
Mesaj konusu:

@anadolulular
Gereksiz alinti yapmayiniz.


En son onurhayat tarafından 20.12.2010 11:43:57 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Mesaj28.12.2010, 00:35 (UTC)    
Mesaj konusu:

Mavi Marmara’yı Sarayburnu’nda onbinler karşıladı

Tarihin en büyük "insanlık seferi" için Gazze'ye doğru çıktığı yolda barbar İsrail askerlerinin saldırısına uğrayarak 9 yolcusunu şehit veren Mavi Marmara Gemisi 7 ay sonra yola çıktığı limana, İstanbul Sarayburnu İskelesi'ne geri döndü. Mavi Marmara'yı Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen onbinlerce insan karşıladı. Gemi limana yanaşırken, törene katılan bazı vatandaşlar, gözyaşlarını tutamadı. ''Mavi Marmara'' gemisinin üzerinde saldırıda şehit olanların resimlerinin de asılı olduğu görüldü.

Tarihin en büyük "insanlık seferi" için Gazze'ye doğru çıktığı yolda barbar İsrail askerlerinin saldırısına uğrayarak 9 yolcusunu şehit veren Mavi Marmara Gemisi 7 ay sonra Gazze'ye yola çıktığı yere, İstanbul Sarayburnu İskelesi'ne geri döndü. Mavi Marmara'yı Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen on binlerce insan karşıladı.

Çanakkale'nin Kepez limanından güvenlik gerekçesiyle yolcusuz olarak yola çıkan Mavi Marmara Çanakkale'den İstanbul'a romörkorlar getirdi. Gemi İstanbul'da onbinlerce insan tarafından karşılandı.

Sarayburnu'ndan 219 gün önce 22 Mayıs'ta yola çıktıktan sonra 31 Mayıs'ta İsrail'in saldırısına uğrayan ''Mavi Marmara'' gemisi, gece saat 01.10'da Çanakkale'deki Kepez Limanı'ndan resmi işlemlerinin tamamlanmasından sonra yola çıktı.

İstanbul'a saat 13.00'de ulaşan ''Mavi Marmara'' gemisini Sarayburnu Limanı'na geminin kaptanı Mahmut Tural yanaştırdı.

İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından Sarayburnu'da düzenlenen törenle, ''Mavi Marmara'' gemisi vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. ''Mavi Marmara'' gemisinin Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü'ne bağlı iki römorkör eşliğinde boğaza girişinde Galata Köprüsü üzerinde havai fişekler patlatıldı. Gemi limana yanaşırken, törene katılan bazı vatandaşlar, gözyaşlarını tutamadı. ''Mavi Marmara'' gemisinin üzerine saldırıda şehit olanların resimlerinin de asılı olduğu görüldü.

Deniz polisi de boğazda güvenlik önlemi aldı. Anamur-Girne arasını kafessiz yüzerek dünya rekoru kıran milli yüzücü Alper Sunaçoğlu da ekibiyle Sarayburnu'ndan denize atlayarak, ''Mavi Marmara'' gemisinin İstanbul'a gelişini yüzerek karşıladı. Tören alanının girişine ve sahneye de ''Mavi Marmara'' şehitlerinin resimleri asıldı.
ONBİNLER KARŞILADI

Sarayburnu'nda toplanan kalabalığa hitap eden İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Yola çıktık. Gemimizde birçok ülkeden insan vardı. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler... Erdemliler ittifakını kurduk. Dedik ki, 'Vicdan sahipleri gelsin bir şeyden korkmasın. Özgürlüğe doğru bir yol açalım ve o yoldan gidelim.' Bize dediler ki karşınızda zalim güç Siyonistler var. Doğru zalimdiler atom bombası hariç her şeyle saldırdılar" dedi.
Biz korkak değiliz!

Aktİvİstlerİn İsrail askerlerine direniş gösterdiği eleştirilerine de açıklık getiren Yıldırım, "Bize "Neden direniş gösterdiniz" diyorlar. Direniş göstermeyi büyük bir mutluluk onur olarak görüyoruz. Bundan utanmıyoruz. Bize niye direniş gösterdiniz diyen yerli yabancı herkese sesleniyorum: Biz korkak değiliz" ifadelerini kullandı. "Bizden uzak durun" diyen İsrail'e seslenen Yıldırım, "Siz Gazze'den, Batı Şeria'dan, Mescid-i Aksa'dan uzak durun biz de sizden uzak duralım. Eğer tekrar Gazze'ye dokunursanız biz de size dokunacağız. Artık bütün dünya halkları zalim Siyonizm'in karşısında duruyor" dedi.
"Gemideki herkes cesurdu"

İsraİl askerlerinin Mavi Marmara'daki aktivistlere Zodyak botlar, savaş gemileri, helikopterler ve savaş uçaklarıyla saldırdığının altını çizen Yıldırım, Onlar bizim korkacağımızı sandılar. Gemide cesur olan sadece Müslümanlar değildi. Yahudiler de, Hıristiyanlar da cesurdu. Kimse kaçmadı. 50'den fazla arkadaşımızı yaraladılar. İşkence yaptılar. Vücutlarındaki mermileri uyuşturmadan keserek çıkardılar" şeklinde konuştu.
Şehit mezarları Filistin'in tapu senedidir

Dünya halklarının harekete geçtiğini vurgulayan İHH Genel Başkanı Yıldırım "Artık Gazze'ye, Batı Şeria'ya, Mescid-i Aksa'ya saldırdığınız zaman İstanbul'a saldırıyorsunuz demektir. Londra sokaklarına, Paris sokaklarına saldırıyorsunuz demektir. Dünya halkları zayıf değil. Biz insanlığın ortak vicdanıyız. Yılmayacağız. Mavi Marmara'da şehit olup da Diyarbakır'da, Adıyaman'da, Siirt'te, İskenderun'da, Kayseri'de, İstanbul'da, Adana'da, İzmir'deki şehit mezarlıkları Filistin'in İstanbul'daki tapu senedidir. Orada oldukları müddetçe unutulmayacaklar. Biz Türkiye olarak siyasileriyle STK'larıyla onurlu bir duruş gösterdik ve göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Mesaj28.12.2010, 01:21 (UTC)    
Mesaj konusu: Re: A'dan'Z'ye Haberler.../ Haber Paylaşımları buradan..

Gereksiz alinti yapmayiniz.
@anadolulular


En son vaselles tarafından 28.12.2010 11:37:33 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Mesaj30.12.2010, 14:57 (UTC)    
Mesaj konusu:

Gereksiz alinti yapmayiniz.
@anadolulular


En son evilboy07 tarafından 07.01.2011 15:46:31 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Mesaj01.01.2011, 08:46 (UTC)    
Mesaj konusu:

Eurovision 2011 Temsilcimiz: "Yüksek Sadakat"
2011 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'nin temsilcisi Yüksek Sadakat oldu. TRT maNga'yla Oslo'da alınan ikincilikten sonra aynı başarıyı Yüksek Sadakat'ten de bekliyor. TRT'den Düsseldorf biletini alan Yüksek Sadakat'e Eurovision 2011 maratonunda sonsuz başarı ve şans diliyoruz.






TRT rock grubu Yüksek Sadakat’i bu yıl mayıs ayında Almanya’da düzenlenecek olan yarışmaya göndermeye hazırlanıyor.

İlk albümlerini 2006 yılında DMC etiketiyle çıkaran grup, ‘Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer’ şarkısıyla tanındı. 5 kişiden oluşan grup üyeleri vokalde Kenan Kutlu, bas gitarda Kutlu Özmakinacı, gitarda Serkan Özgen, klavyade Uğur Onatkut ve bateride Alpay Şalt yer alıyor.

Eurovision'da Türkiye'yi temsil etme teklifini henüz dün alan grup öncelikle eski Eurovision temsilcilerimizden fikir alacaklarını ve ülkemizi uluslararası arenada temsil etmenin sorumluluğunun farkında olduklarını belirttiler.

Grup yeni yılın ilk dakikalarında TRT 1’de seyirci karşısına çıktı ve Eurovision’la ilgili duygularını paylaştı. Grup şarkıyı önümüzdeki önümüzdeki 15-20 günlük süreçte hazırlayıp teslim edecek.





KAYNAK : http://eurovision-turkey.com/portal/sayfa.php?name=News&file=article&sid=2783
______________
Afilliyanlizlik ( By_Afilli )
Mesaj05.01.2011, 22:44 (UTC)    
Mesaj konusu:

Hadi bakalım göreceğiz...
______________
Destek: support-tr( at )webme.com not:(at) değil @ Arrow Sıkça Sorulan Sorular Arrow Googleye Kayıt Resimli Anlatım
PROFESYONEL KENDİSİNİN YAPTIĞI YARDIMLARI DEĞİL, KENDİNE YAPILAN YARDIMLARI HATIRLAYANDIR.
Mesaj07.01.2011, 15:48 (UTC)    
Mesaj konusu:

Batılıların hayal dünyasındaki Osmanlı
'Muhteşem' Cehalet

Osmanlı'nın en güçlü olduğu dönemi kötüleyerek yansıtmaya çalışan batılı tarihçilerin hayal dünyalarında kurduğu Osmanlı, şimdi Türkiye'deki dizilerde kendini gösteriyor.

Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak diziyi beğenmediğini söylerken, Kanuni'nin hayatı üzerine bir roman yazan Okay Tiryakioğlu, "Tamamen yabancılar izlesin diye çekilmiş." diyerek dizinin Batı'nın hayal dünyasına hitap ettiğini söyledi. Mustafa Armağan ise Muhteşem Yüzyıl'ın toplumu idealsizleştirmekten öte bir işe yaramayacağını belirtti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da RTÜK Yasa Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında diziyle ilgili tepkilere değindi. "Ben de endişe ve üzüntü içindeyim'' diyen Arınç, bu tür yapımların reyting amacıyla yapıldığını ve kamuoyunun tepkilerini dikkate alarak televizyonun kendiliğinden kaldırmasının uygun olacağını söyledi. Sadece Atatürk'ün hatırasına hakareti suç sayan bir kanun olduğunu kaydeden Arınç, "Tarihimizin önemli şahsiyetlerini olduğundan başka türlü görerek küçültmeye çalışan ne olursa olsun karşılığını bulmalıdır. Diziyle ilgili şikayetleri süratle dikkate alacağız ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağız." dedi.

Dizide mesaisinin büyük bölümünü haremde geçiren bir Kanuni portresi çiziliyor. Daha babasını toprağa koymadan yapılan eğlenceler, saray koridorlarında cıyak cıyak bağıran bir cariye, yaka bağır açık haremden kız seçen bir padişah... Halit Ergenç, Kanuni rolünde ne kadar tuhaf kaçıyorsa, dizilerin yaşlı kurdu Arif Erkin Güzelbeyoğlu vezir-i azam rolüne en az o kadar yabancı.

GÖRÜŞLER

Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak: "İzlediğim kadarıyla beğenmedim. Replikler biraz zaman dışı. Bir ara Şekspir okuyormuşum gibi geldi. Mahremi sergilemek gibi bir sinema anlayışı vardı..."

Okay Tiryakioğlu (Kanuni romanının yazarı): "Dizi bu haliyle Türk izleyicilerinden çok yabancılar izlesin diye yapılmış. Batılı hayal dünyasına hitap eden bir yapım olmuş. Mekan ve kostümler dışında hiçbir şey yerli yerince değildi."

Mustafa Armağan (Yazar): "Kötü niyet aramak istemiyorum ancak örnek alınması gereken bir padişahı zevk, sefa düşkünü gibi göstermek toplumu idealsizleştirir. Bu toplum böyle bir diziye layık değil."

Tarihçilerin dikkat çektiği hatalar

Tarihçilerin Muhteşem Yüzyıl dizisinde dikkat çektiği maddi hatalardan bazıları şöyle:

* Olaylar 1520'de geçmektedir. Oysa Topkapı Sarayı'na haremin gelmesi 1540'ta başlar. Bu tarihten önce harem, Beyazıt'taki Eski Saray'daydı.

* Yavuz Sultan Selim'in Rodos seferi için 200 parça kalyon hazırlandığı söyleniyor. Osmanlı'da ilk harp gemisi 1644'te inşa edilmiştir.

* 16. yüzyılda adına Avrupa denilen müstakil bir coğrafya yoktu. Bu kavram 18. yüzyıldan sonra aydınlanma döneminde ortaya çıktı.

* Hareme kızlar, seçilerek alınır, ardından çok ciddi bir eğitimden geçirilirdi. Başta örf-âdet olmak üzere İslami ilimler ile kabiliyetlerine göre birer sanatta yetiştirilirlerdi. Dizideki harem halkının davranışlarının, asırlar boyunca süzülerek gelen 'saray terbiyesi ve nezaketi'yle alâkası yok.

* Harem halkının muhafazasını sağlayan ve dışarıyla ilişkilerine yardımcı olan harem ağaları, binanın dışında kendilerine ayrılan nöbet yerlerinde beklerdi. Harem ağaları da aynı terbiye ile yetiştirilirdi.

* Dizideki oryantal oyunlar ve müzik, Osmanlı eğlence anlayışı ve musikisini yansıtmıyor.

* Babasının cenazesi ortadayken bir padişahın eğlence düzenlemesi inandırıcı değil.

* Kostümler Osmanlı'dan çok İngiliz dizisi Tudors'tan alıntı gibi...

* Osmanlı geleneğinde padişahın huzuruna baş açık çıkılmazdı.


alintidir.
Önceki mesajları göster:   


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Türkiye & Erdem Çorapçıoğlu