Merhaba..
Bir yerde uzun uzun bir yazı okumuştum.
Güzel olduğuna kanat etim.. Sizler ile paylaşmak istedim..
..........
Biz, Cumhuriyeti Atatürk’ten öğrendik.
Vatan sevgisini,
Bağımsızlığı,
Çağdaşlaşmayı,
Gençlere önem ve değer vermeyi,
Mücadele etmeyi ve asla yılmamayı,
Korkmamayı,
Kısacası, biz ne öğrendiysek, Atatürk'ten öğrendik
Hatta giyime önem vermeyi bile.
Peki, Atatürk’ten çok şey öğrenen bizler, gelecek nesillere neler öğrettik?
Onlara şu bilinci dahi verebildik mi?
Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatan üzerinde kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Halkının, el ele, yürek yüreğe verdiği mücadelenin direnişin ve onurlu duruşun bir eseridir. Atatürk'ün ilkelerine bağlı olarak, Kıbrıs’ta varlığımızın mücadelesini, Rum baskısına ve zülmüne karşı, yılmadan ve korkmadan verdik.
Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır.
Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, hepimiz için kaçınılmaz bir görevdir.
Gençlere, bu Cumhuriyetin önemini anlatmak ve onların bu bilince sahip olmasını sağlamak da bizlerin görevi değil miydi?
Ne kadar başarılı olduk? Anlatabildik mi? Eğitmenlerimiz anlatabildi mi?
Anlatmamız istendi mi? Hepsi değerlendirilmesi ve cevaplandırılması gereken önemli sorular.
Bugün, sokak aralarında 13-14 yaşındaki çocuklarımızın, bir marifetmiş gibi sigara içtiklerine şahit olabiliyorsak ve onlara acı acı bakarken içimiz acıyorsa, hepimiz çok geç olmadan birşeyler yapmalıyız diye bu konuyu kaleme alıyorum.
Önce gençlerimizin tehlike altında olduğunu farkedelim.
Çünkü, ülkede,“gençler tehlike altında”ise, ülke de geleceğimiz de “daha büyük bir tehlike altındadır” demektir.
Çocuklarımıza ve gençlerimize, onları yetiştirirken, haklarını elde etme mücadelesini, birlik ve beraberlikten yoksun olmadan, içimizde bize ters olan bütün yabancı unsurlarla mücadele edilmesinin gereğini ve milli duyguya dayanan düşünceleri büyük bir olgunlukla gelecek nesillere de aktarmalarının önemini, yükümlülük hissiyle ve bilinciyle vermemiz şarttır.
En başta, çocuklarımıza değer vererek, bu devletin teminatı olduklarını hissettirerek, gelecek nesillerimizi, vatana, devlete ve millete yararlı gençler olarak yetiştirmemiz için onları içinde bulundukları, yıkıcı tehdit ve unsurlardan haberdar ederek, onları bilgilendirmeli ve uyarmalıyız.
Gençlerimizi başı boş bırakmamamız lazım. Onları içinde bulundukları en büyük tehlikeden “uyuşturucu ve mafya çetelerinden” korumalıyız.
Yetkililerden, çocuklarımızın eğitimlerine herşeyden daha çok önem vermelerini bekliyoruz En büyük görev, en başta ailelere daha sonra da öğretmenlerimize ve her kesimden görevlilere düşüyor. Bu ayni zamanda tarihi bir görev ve sorumluluktur.
Çünkü, hepimiz de farkındayız ki, genç nesil çok ihmal edilerek sadece uzaktan seyrediliyor.
“Bu gençlere bu değerli varlığa, yalnızca salt bilimsel teori ve literatür bilgileri vermek yeterli değildir.”
Bugüne kadar ülkemizde, özellikle başarısız yönetimlerin yarattığı sorunlar yumağı ortamlarda, enerjimizi harcadığımız onca gereksiz konular, hem zaman kaybı hem de gençlerin de ihmal edilerek, büyük manevi kayıplar yaşamamıza sebep olmuştur. Binlerce genç, bizim ihmallerimiz nedeni ile kaybedilmiştir.
Bu “tarihi vebal”, bugün “eğitim ve öğretim hizmetlerini yürüten”, görevli idarecilere, yarın ise mezun ettiğimiz öğrencilere ait olacaktır.
O halde ülke potansiyelinin en değerli unsuru olan gençliği, yabancı ideolojilerin ve ülkelerin hedefi olmadan, şuurlu, inançlı ve kişilik sahibi fertler haline getirmek, onları her konuda bilinliçlendirmek, bizlere düşen en önemli ve kaçınılmaz tarihi bir görevdir.
Bir milletin Cumhuriyetine verdiği değer, aslında gençliğine verdiği değerle ölçülebilir.
Gençlerimize ne kadar değer veriyoruz, onları en iyi şekilde yetiştirmek için ne kadar çaba gösteriyoruz, onları etraflarındaki olumsuz etkilerden ne kadar koruyoruz ? Bunlar önemli. Etraflarındaki tehlikenin yok edilmesi için çalışmalıyız.
Gözlerini gençlerimiz üzerine dikmiş, çocukların yollarını kollayan uyuşturucu çetelerine, bu ülkeyi hep birlikte dar etmeliyiz.
Çocuklarımız, bizim yüreklerimiz, canlarımız, herşeyimiz. Daha gencecik yaşta, bu batağa saplanmamaları için hep birlikte gayret edelim.
Yanlışlar ve kavgalar arasında yetiştirdiğimiz gençlerimize ne kadar güzel örnek olduk değil mi? Kendini biraz olsun sorgulaması gerekenler, sorguluyorlar mı sizce?
Büyüklerine bakarak “bunlar böyle olduktan sonra bize kim ne diyebilir” diye düşünüp kendi başlarına buyruk olmaya karar vermediler mi sizce?
Ülkede dirlik düzenlik mi var? Yoksa, birlik beraberlik mi var?
Hatta birbirmizi çok mu seviyoruz? Ya da birbirmize çok mu güveniyoruz?
Peki bu gençlik, kimi örnek alacaktı?
Kime güvenecekti?
Kimileri, para, hırs, koltuk, makam ve çıkar kavgalarını sürdürürken, gençlerimiz nereye gidiyor, diye çok farkeden mi oldu?
Yeni nesil mahvoldu derken vicdanen herkes rahat mı?
Gençlik, bugün sorumsuz, hedefsiz ve başıboş bir şekilde yanlış yollara sapıyorsa;
Dün çocuklarına ve gençliğine önem vermeyenler, onları bugüne kadar sahiplenmeyenler en büyük suçlulardır. Bu suçlular da “Hep ben”, “hep bana” ve”bana ne” anlayışıyla sadece bugünü görüp, geleceğe perde çekenlerdir.
Geç olmadan gençlerimize sahip çıkalım. Çünkü ülkemizin, devletimizin, kısacası Cumhuriyetimizin onlarsız hiç bir anlamı yok. ______________ Dalga geçerim ama kırmam. Ciddiye alırım ama takmam. Çevremde birçok arkadaşım olabilir ama hepsini dostum yapmam, Biz ışıklı cɑddelerin züppe çocuklɑrı değil! Biz ıssız sokɑklɑrın delikɑnlı yürekleriyiz!!! CW
En son ua1905ua tarafından 18.03.2010 14:06:51 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
|