Zamanın birinde çok iyi iki arkadaş varmış. bu gençlerden biri çok zeki, diğeride biraz saf kalpli(ama aptal değil).. bu iki gencin gerçekten de çok sağlam arkadaşlıkları varmış..
günün birinde zeki olarak nitelendirdiğimiz arkadaş çok büyük dara düşüyor hemen arkadaşına koşup durumu anlatıyor ve bi miktar borç para istiyor saf kalpli arkadaşı ona gereğinin 2 misli para veriyor ve bunu borç olarak vermediğini geri almıycağını söyluyor..
daha sonra tabi düşme-kalkma dünyası saf kalpli çocuk dara düşüyor arkadaşına koşup durumu anlatıyor ve "ben senden para istemiyorum çalışmalarımı yapmak için senin yanında ufak bi büro versen bana yeter" diyor ama arkadaşı kabul etmiyor..
saf kalpli arkadaş herşeyini kaybediyo sadece kendine ait bir evi kalıyor orda kuru ekmeğe talim bi şekilde hayatını devam ettiriyor. yine birgün kuru ekmek yerken yaşlı bi amca evine geliyor ve karnının aç olduğunu söyluyor saf kalpli genç ekmeğini onunla paylaşıyor. daha sonra yaşlı amca oradan ayrılıyor. bir müddet sonra öğreniyor ki o gelen yaşlı amca aslında çok zengin bi adammış vefat etmiş ve vasiyetinde mirasının tamamını bu gence verilmesini istemiş.. saf arkadaş bu mirasla işlerini yoluna koyuyor eskisinden daha iyi bi konuma geliyor ve zeki arkadaşının evinin tam karşısına muhteşem bir villa yaptırıyor orada yaşamaya başlıyor..
saf kalpli arkadaşı bi kıza tutuluyor, nişanlanıyor ve yavaş yavaş evlilik hazırlıklarına başlarken eski arkadaşı çıkıyor karşısına nişanlandığı kızı onun sevdiğini söyluyor, yani resmen nişanlısını ondan istiyor. saf kalpli arkadaşı da hala daha arkadaşını çok seviyor ve arkadaşı istedi diye kabul ediyor. nişanlısından ayrılıyor. belli bi süre sonra yaşlı bir kadın saf kalpli çocuğun evine geliyor işe ihtiyacı olduğunu ve evinde çalışmak istediğini söyluyor. saf kalpli genç de "olur teyze hiç olmazsa sıcak çorba görmüş olurum" diyor ve kadın gencin evinde yaşamaya başlıyor.. daha sonra kadın gence;"artık senin evlilik yaşın geldi benim tanıdığım helal süt emmiş kızlar var evlendirelim seni" diyor. genç de kabul ediyor ve bir kızla nişanlanıyor. evlilik hazırlıklarına başlıyor. herşeye rağmen eski arkadaşını da düğüne davet ediyor.. düğün günü.. tüm konuklar geliyor saf kalpli arkadaş da kürsüye çıkıyor ve başlıyor anlatmaya; "zamanında çok iyi bir arkadaşım vardı bigün dara düştü benden borç istedi ben de istediği paranın iki mislini verdim. daha sonra ben dara düştüğümde bana bir büro dahi vermedi. bir kızı sevdim. nişanlandım ama o bana nişanlandığım kızı çok sevdiğini ve ayrılmamı istedi. ben de ayrıldım nişanlımı ona verdim.. bunları neden söylediğimi bilmiyorum sadece içimden anlatmak geldi ve anlattım." apar topar zeki olarak nitelendirdiğimiz arkadaşı kürsüye çıkıyor ve başlıyor konuşmaya;
"arkadaşımın bahsettiği kişi benim. söylediklerinde zerre kadar yanlış yoktur. iflasın eşiğine geldiğimde istediğim yardımın iki katını verdi, bigün benim yanıma geldi benden büro istedi. ben de onu bu durumda görmeye dayanamayacağım için ona büro vermedim. evinde bir kuru ekmeğe mahkum olduğunu duydum. ona babamı gönderdim. bütün mal varlığını ona bıraktı. daha sonra öğrendim ki arkadaşım bir hayat kadınına tutulmuş. nişanlanmış. ben de hayat kadınını ondan ayırmak için istedim o da verdi. sonra yalnız yaşadığını öğrendim annemi ona yemek yapması için gönderdim. şimdi de kardeşimi veriyorum.." demiş.
Not : Alıntıdır...!
Bence buda çok güzel ve anlamlı bir hikaye
______________
Yakında yeni projeler ile geliyorum ...