Lütfen tamamen okuyunuz ve gerçekleri biraz görünüz!!! Okumdan yorum yapmayın Lütfen!
Mâlik bin Dindar, gençliğinde İslâm'ı tam yaşamak ve yüce Allah'a gerçek kul olmak istiyor, ancak nefsini aşamıyor ve bu nedenle zaman zaman bunalıma giriyor.
Derken evlendi, mutlu bir yuva kurdu ve ardından çok sevimli bir kız çocuğu dünyaya geldi.
Mâlik, kızını aşırı derece seviyor ve onu görmeden duramıyordu.Ama takdir-i İlâhi'nin gereği kızı 2 yaşına gelince âniden hastalandı ve babasının kollarında can verdi.
Kızının âni ölümü üzerine şok olan Mâlikü çok sevdiği yavrusunu elleri ile kara toprağa teslim etti, sonra evinde bir köşeye çekilip ağlamaya başladı.
Ağlarken uykuya daldı ve rüyâyı sâdıka denilen açık, net bir rüyâ görmeye başladı.
Hazret-i İsrâfil Sûr'a üflüyor ve yeryüzü alt üst olup, içindekiler dışarı fırlatıyordu.
Mâlik bin Dinar da kendini ayakta buldu.Zebânileri görünce paniğe kapılıp kaçmaya çalıştı ama karşısında Cehennem çıktı.
Ya Rab! Neler oluyordu!Cehennem patlayıp ateşini saçıyor, zebâniler günahkârları yakalayıp, Cehennem'e atıyordu.
Mâlik bin Dinar, tir tir titreyip kendisinin de Cehenneme atılmasını beklerken,
Zebâniler, "Ya Mâlik! Geri dön, senin ismin bizde yok" dediler.Biraz rahatlayan Mâlik geri dönerken sevimli, nurlu, ancak çok sayıf biri ile karşılaştı.Ondan yardım isteyince zayıf kişi; " Bak! Ben çok zayıf olduğum için sana yardım edemem ama şu tarafa git" diye yemyeşil bir kapıyı gösterdi.
Mâlik bin Dinar kapıya yaklaşınca, içeride küçük çocoukların gülüp oynadıklarını gördü."Siz kimsiniz?" diye sordu,
"Biz, küçük yaşta ölen çocuklarız, büyüklerin Mahşer yerindeki sorgumalarının bitmesini bekliyoruz" dediler.O anda Mâlik bin Dinar'ın kızıda koşup geldi ve babasının boynuna sarıldı.
Mâlik bin Dinar karşılaştığı olayları kızına anlatınca, kızı; "Babacığım! Zebânilerden korkup kaçman, şu anda günahlarının çokluğuna işarettir.
Cehennem'den geri dön, burada ismin yok denilmesi, senin imânındır ve şu anda imânın çok zayıftır".
O anda uyanıp yerinden fırlayan Mâlik bin Dinar, doğruca banyoya koştu.Ağlaya ağlaya gusül abdesti aldı.İki raket tevbe namazı kıldı.
Sonra secdeye kapanıp, "Allah'ım beni affet, Sana dönüyorum, Sana gerçek kul olacağım" diye yalvarmaya başladı.
Kul Mevlâ'ya dönünce, Rabbim diye secde edince, ağlayıp tevbe edince!..
O yüceler yücesi Allah kulunu affetmez mi?
Mâlik bin Dinar da af edilmiş ve Allah dostları arasına karışmıştı.
______________ Özel mesajlara bakmıyorum bile... |