SES KARTLARI
İlk kişisel bilgisayarlar bir iş aracı olarak üretilmiştir. Bu nedenle sesin bilgisayarlarımıza girişi yenidir. Uzunca bir süre bilgisayarın tek ses uyarı sinyali “bip” ve “klik” sesleriydi ve bilgisayarın bütünleşik bir ses yongası yoktu.
Ses kartı, temel olarak bilgisayarın sesleri kaydedip çalışmasını sağlayan bir genişleme kartıdır. Ses kartları bu işlemleri sayısal olarak gerçekleştirir. Yani kayıt yaparken sesi bir dizi sayıya dönüştürür ve çalarken de bu sayıları ses haline dönüştürür. Seslerin sayılara dönüştürülmesi, ses üzerinde çeşitli işlemler yapmamızı sağlar: sesi grafik olarak ekranda görebilir, parçalarını kesip yapıştırabilir, üzerine yankı gibi efekt verebilir veya diske kaydedebilir, birilerine gönderebilirsiniz.
Ses kartının sayılılara dönüştürme işini ne kadar iyi yaptığını, “16-bit 44.1Khz Stereo” gibi ifadeler belirtir. Ses kartları, genel olarak 16, 32 ve 64 bitlik olabilmektedirler. Bunlara: Sound blaster16, AWE 32 ve AWE 64 örnek verilebilir.
Çeşitli ses kartı standartları vardır. Ses kartınız Sound Blaster standartında ise uyumsuzluk problemi olmadan kullanabilirsiniz. Hemen hemen bütün bilgisayar programları Sound Blaster’ı desteklemektedir. Adlib ise Sound Blaster’dan sonra gelen ses kartı standartıdır. Bunların dışında, D/A, Covax Speech Thing, Disney Sound Source, Roland gibi çeşitli ses standartları da vardır.
Ses kartları, PC’lerin birkaç kanaldan ses çıktısı verebilen özel ses birimleri haline getirilmiştir. Ayrıca bir mikrofon ya da bir müzik aygıtından girilen sesler bilgisayar ortamında işlenebilmektedir. Bazı ses kartları ses kaydederken aynı anda ses de çıkartabilmektedir ki bu tür ses kartları “full-duplex” olarak nitelendirilir.
Ses kartlarının başka bir işlevi, müzik üretmektir. Bunu MIDI denilen, müziğin notalar halinde işlenmesini sağlayan, bir sistem yardımıyla yaparlar. Notaları müziğe dönüştürme işlemi ses kartına aittir. Bazı ses kartları bunu FM denilen bir yöntemle yapar ve düşük kalitede müzik üretir. “Wawe Table” denilen yöntemi kullanan ses kartları ise daha gerçekçi sonuçlar verir. Wawe Table, önceden kaydedilmiş enstrüman seslerini birleştirerek müziği oluşturma yöntemidir; bu enstrüman kayıtları genellikle ses kartının üzerindeki silinmez bellek alanında saklanır.
Gelişmiş ses kartları yardımıyla bilgisayara sesle kumanda etme olanağı da çıkmıştır. Ayrıca ses ekipmanları o kadar gelişmekte ki ses algılama (voice recognition) programları ile bilgisayara okunanları yazıya çevirebilmektedir. Böyle bir sistem oldukça pahalı olmakla birlikte ses kartları oldukça ucuzlamıştır.
STANDARTLAR
Adlib ses kartının donanım konfigürasyonu, PC’lerde ilk önemli standarttı,ancak PC’lerde dijital standartlarında öncü rolü üstlenen Creative Labs’ın SoundBlaster serisi kartları oldu. Creative 8 bitlik ses kartlarından sonra 16 bitlik kartları çıkardı, başarılı AWE32 serisinden sonra 97’de tek bir MIDI aygıtından 64 notalık ses örneklemesi yapan, böylece 32’si donanım, 32’si yazılım tarafından kontrol edilen bir polifoni sunan AWE64 geldi.
Günümüzün ses kartlarının çoğu SoundBlaster ve General MIDI standartlarını destelemek, 44.1 Hz, müzik CD’lerinin kaydedildiği frekanstır; bu yüzden ses kartlarının “CD kalitesinde” ses verebilme özelliği vardır.
Bazı ses kartları ses üretilmelerinin yanında, ilk zamanlarda CD-ROM arabirimi olarak da işlev gördüler: Üzerlerinde CD ses kablosu girişinin yanı sıra Sony, Mitsumi ve Panasonic sürücüler için özel arabirimler, hatta CD-ROM sürücüler için bir ID konnektörü bile yer aldı. Böylece tek bir kartla CD-ROM sürücüler de desteklenerek PC’ye multimedya özellikleri kazandırılmış oldu.
Ses kartına bağlanabilen bazı dış aygıtlar şunlardır:
Şekil 1 : Ses kartına takılabilen aygıtlar
SES KARTININ BİLEŞENLERİ
Ses kartlarının amacı sesi kaydetmek ve daha sonra tekrar çalmaktır. Günümüz ses kartlarında sesin üretilmesi, kaydedilmesi ve sentezlenmesi için çeşitli donanım bileşenleri bulunur, bunlar sırası ile;
* Örnekleme (sampling)
* Dahili bir FM sentezleyici (Synthesis)
* Dalga tablosu sentezi (Wawetable synthesis)
SİNYALDEN BİTLERE : ÖRNEKLEME (SAMPLİNG)
Ses bildiğiniz gibi analogdur, işitilebilir bir dalgadır. Ses kartının bir sesi kullanması için öncelikle bu sesin analog formdan ses kartları için anlaşılabilir olan dijital forma dönüştürülmesi gerekir. Analog sesi dijital sese çevirmenin ana metodu örneklemedir (sampling). Bu işlem PCM metodu, Pulse Cloded Modulation (Pulse Kodlu Modülasyon) ile yapılır.
Analog sinyalin dijital forma dönüştürülmesi: PCM altında, sinyal bir saniye içerisinde birçok kere örneklenir, dalganın yüksekliği kaydedilir (aslında ölçülen yüksekliğin logaritmasıdır).
Şekil 2: Analog sinyalin dijital sinyale dönüştürülmesi
Sinyalin yüksekliğini devamlı olarak ölçmek imkansızdır, bu nedenle sadece belli örnekleme zamanlarında ve sınırlı sayıda örneklerle sinyalin yüksekliğini ölçeriz (örnekleme kelimesi buradan gelmiştir).
Daha sık örnekleme alırsanız örnekleme sayısı artacaktır ve tabii ki tekrar üretilen sinyalin kalitesi yüksek olacaktır. Bir saniye içerisinde kaç tane örneğe ihtiyacımız vardır. Bu soruya cevap vermek için Nyquist teorisine bakmamız gerekir. Bu teoriye göre bir sinyali tamamı ile kopyalamak için N tane örnek almak gerekir, N ise şu formülden bulunabilir;
N = 2 x sinyal bant-genişliğidir.
Kulaklarımızın bant genişliği (bandwidth), 22.050 Hz sınırı içerisinde kabul edilir. Bunun iki katı ise müzik CD’lerin örnekleme miktarı olan saniyede 44.100 örnek sayısıdır. Daha yüksek bir örnekleme sayısı daha fazla verinin saklanması demektir.
Şekil 3:Örnekleme
PCM ile örnekleme yapma ile ilgili tek şey örnekleme sayısı değildir. Kaydedilen değerin –127 ile +128 arasında değiştiğini ve sadece tam sayı olduğunu varsayalım. Kaydedilen değerlerin alabileceği en büyük değer 256 olduğu için her bir sinyal değeri 8 bit ile kaydedilebilir. Kaydedilen değer –32707 ile +32708 arasında değişirse, kaydedilen değerin alabileceği en büyük değer 65536 olduğu için her bir sinyal değeri 16 bit ile kaydedilebilir. 16 bit kullanmak sesin kaydındaki kaliteyi artıracaktır ama ses sinyalini tanımlamak için gerekli olan veri miktarını otomatik olarak iki katına çıkaracaktır.
Şekil 4: “Hello” kelimesinin sonogramı
Müzik CD’leri 16 bit örnekleme ve saniyede 44,100 örnek sayısı kullanırlar. En ucuz ses kartları 8 bit örnekleme kullanırken, çok daha pahalı olan ses kartları 64 bite kadar çıkabilmektedir.
Şekil 5: Sinüs dalgaları
FREKANS MODÜLASYONU (FM)
Ses kartlarında kullanılan ilk yaygın teknoloji Frekans Modülasyonu (FM) olmuştur. Ses kaydı için örnekleme gayet iyi çalışır. Fakat tamamı ile yeni sesler üretmek için, PC yazılım otoriteleri bir ses kartına “bir kemandan çıkmış gibi bir do sesi çıkar” demenin yollarına ihtiyaç duyarlar. Bunun için kullanılan metot FM sentezidir. FM sentezleyicileri sesi, taşıyıcı olarak adlandırılan ikinci bir dalga formu ile birleştirirler. İki dalga formunun frekansları birbirine yaklaştığında kompleks bir dalga formu oluşur. Taşıyıcı ve modilatör dalgaları kontrol ederek farklı enstrüman sesleri elde etmek mümkündür. FM sentezleyiciler 80’lerde popüler olmakla birlikte, Dalga Tablosu Sentezleyicisi karşısında zayıf kalmış ve gözden düşmüştür. FM sentezinin amacı bir müzik enstrümanının sesini daha doğrusu dalga formunu yükselme (attack), düşüş (decay), durağan devre (sustain) ve azalma (release) şeklinde ifade etmektir.
Şekil 6: FM Sentezi – Müzikal seslerin dört parçalı döngüsü.
DALGA TABLOSU SENTEZLEYİCİ
Dalga Tablosu sesi yaratmak için taşıyıcı ve modülatörlerden yararlanmaz, gerçek enstrüman seslerinden örnekleri kullanılır. Örnek, bir enstrümanın seslerinden örnekleri kullanır. Örnek, bir enstrümanın çıkardığı sesin oluşturduğu dalga formunun dijital hale getirilmişidir. Yani kaydedilmiş bir enstrüman sesinin dijital halidir. ISA veriyolunu kullanan kartlar bu örnekleri genelde kart üzerindeki sadece okunabilir bir bellekte (ROM) saklar; ancak yeni PCI kartlarda sistem belleği de bu iş için kullanılabilmektedir. FM ses kartları az çok birbirine yakın kalitede sesler çıkarırken; dalga tablolu kartlar enstrüman örneklemesi açısından birbirlerine göre kalite farklılıkları gösterebilir. Bu kalite aşağıdaki faktörlere bağlıdır:
· Orijinal kaydın kalitesi;
· Örneklerin kayıt frekansı;
· Her bir enstrüman sesini vermek için kullanılan örnek sayısı;
· Örnekleri depolamak için kullanılan sıkıştırma yöntemi.
Çoğu enstrüman örnekleri 16 bit’te ve 44.1 kHz’de kaydedilir. Ancak üreticiler daha fazla ses örneğini daha küçük bir alanda depolamak için verileri sıkıştırırlar.bu da sersin dinamik kalitesini düşürür. Bir kasedi hızlı ve yavaş çaldığınızda frekansı değişir, ses ince veya kalın çıkar. Aynı şey dijital ses içinde geçerlidir. Bu şekilde tek bir örnek sesten oktavlar oluşturulur. Ancak bazı örnek sesler çok hızlı veya çok yavaş çalınıyorsa ses zayıf ve ince çıkar veya gerçekçi olmayabilir. Bu yüzden çeşitli oktavlarda aynı enstrüman için birden fazla örnek kullanılır. Her enstrüman çalınış şekline göre farklı ezgiler yaratabilir. Örneğin piyano yumuşak veya sert çalınabilir. Bu durumda sesin sadece şiddetine değil tonunda da değişiklik olur. İşte bu etkileri daha gerçekçi verebilmek için daha fazla örnek kullanılması gerekir. Sadece bir piyano sesini tüm geçekliği ile verebilmek için 6 ile 10 MB arasında örnek sesin depolanmış olması gerekir. Yüzlerce değildir ve örneklenerek sentezlenmiş ses bu yüzden gerçek ile karşılaştırılamaz.
Şekil 7: Birden fazla sinüs dalgasının bir sinyal oluşturması.
3 BOYUTLU SES KARTLARI
Ses kartından Sound Blaster 16 uyumlu olmasının ve kaynak çakışması sorunları yaratmamasının dışında bir şey beklenmediği dönemler 2 yıl öncesindeydi. Voodoo fenomeninin grafik dünyasında çıkmasıyla, ardından da 3 boyut olayı salgın hızıyla dört bir yana yayılıyor. Ses kartı yapımcıları, esen 3D rüzgarını da arkalarına alarak çalışmalara başlıyor. Bilgisayar dünyasında hiçbir konuda uzlaşım pazarlama stratejileri gereği asla söz konusu olamayacağından herkes farklı dallarda çalışıyor ve ortaya da bir sürü 3D ses teknolojisi çıkıyor. İlerleyen sayfalarda ses kartı anatomisine değinip, bu teknolojileri anlattıktan sonra elinizdeki kartlara ilişkin bilgi sahibi olacaksınız.
Şekil 8: 3 Boyutlu ses kartı
SES KARTINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
WAVETABLE
Eskiden hemen tüm sistemlerde ve ucuz PC satacağım diye direnen satıcıların hala bile kullandıkları eski ses kartlarında, sayısal ses verilerini işlemeye yarayan bir FM syntesiser vardır. Taa 1970'lerin teknolojisi olan FM (Frequency Modulation) sonraları Yamaha tarafından geliştirilmiş ve ortaya FM OPL3 Synthesiser yongası çıkmıştı, çok uzun yıllar özellikle oyun dünyasının bir numaralı ses elemanı olan OPL3 o dönemde akustik ve elektronik enstrüman seslerinin maksimum alınabilmesi için en yaygın yoldu. Tabii bu hoşnutluk önemli oranda da beklentilerin kısıtlı olmasından kaynaklanıyordu. Zaman içerisinde özellikle oyunların gelişmesiyle yerini Wavetable Synthesis'e bıraktı. Wavetable, FM'in tersine ses yaratmak içim modülatörler filan kullanmıyor bunun yerine enstrümanların gerçek seslerinin kaydedilmiş örneklerini kullanıyor. ISA veri yolunu kullanan ses kartları bu örnekleri (samples) kendi ROM'larında saklarken, bu incelemede göreceğiniz gibi PCI yuvasını kullananlar sistem RAM'inin belli kısmını bu saklama işlemi için istiyorlar. Bu örneklemelerin boyutları ne denli büyük olursa elde edilecek ses de o denli kaliteli olacaktır. Eminim şimdi bir çoğunuz Wavetable'ı daha etkin kullanmak için nasıl bellek arttıracağını aradığı günleri düşünmüştür. ISA kartların önemli dezavantajlarından biri de işte bu bellek sorunu. Hatta daha çok ses saklanabilmesini sağlayan Wavetable daughterboard (ek wavetable kartı) bağlantılarının hemen her 16 bit kart üzerinde bulunmasının sebebi de bu.
DİJİTAL SİNYAL İŞLEMCİLERİ
Bir ses kartının ses üreteci, gerekli sesleri vermek için dalga tablosu belleğinin farklı alanlarından örnekleri okuyup gerekli hızlarda (oktavlarda ) verebilen özel bir dijital sinyal işlemcisine (DSP- Dijital Signal Processor) dayanır. İşlemci ne kadar güçlüyse işlenebilen ve aynı anda verebilen maksimum nota sayısı da o kadar çok olur. Buna kartın polifonisi denir. Hani ses kartlarının sonunda 32,64 hatta 128 gibi eklentiler görüyoruz ya işte bu o sayı aslında o kartın polyphony’sidir. Örneğin SoundBlaster PCI64 kartı, sanılanın ve yaygın kanaatin aksine 64 veri işlemez, 64 sesi aynı anda verebilme kapasitesinde bir kart olduğu ifade edilmek için sonuna 64 ibaresi eklenmiştir. DSP karmaşık algoritmalar kullanarak eko, gecikme, koro gibi efektler verebilir. Örneğin bu efektlerden “reverb”, enstrümanlar büyük bir salonda çalınıyormuş gibi bir etki yaratır. Koro (chorus) tek bir enstrüman sesi çoklanarak, büyük bir koro aynı melodiyi aynı çalgılarla çalıyormuş gibi etki yaratır.
MIDI her ne kadar PC’de MIDI dosyalar dinlemek artık iyiden iyiye popülaritesini kaybetse de MIDI (Musical Instrument Digital Interface) her ses kartının vazgeçilmez bir öğesi, enstrümanların kendi aralarında anlaşabilmelerini sağlayan bir standarttır. Bugün hemen her ses kartının joystick bağlantısından MIDI aygıtları bağlanabilmektedir. MIDI ilk icat olduğunda müzisyenler ellerinde hangi MIDI enstrüman varsa onunla birtakım aranjmanlar yapıyordu, ancak iş başka synthesiserda dinlemeye gelince aynı sesler alınamıyordu. Çünkü her synth yapımcısı enstrümanlara kafasına göre program numarası veriyordu, böylece orijinali piyano olarak kaydedilen bir ses, bir başka synth’de sözgelimi klarnet olarak duyuluyordu. İşin uzmanları bunu da bir standarta bağlayıp bir enstrüman haritası çıkardılar, adını da General MIDI koydular. Ses kartının kalitesindeki önemli etkenlerden biri de işte bu General MIDI enstrümanlarını orijinaline ne denli yakın çalabildiğidir.
PCI VERİ YOLU
ISA’nın yerine PCI kullanılmasının önemli sebeplerinden biri, PCI ses kartlarının Wavetable için sistem belleğini kullanmasıdır. Aslında bakılacak olursa çok daha önemli bir neden daha var, o da bant genişliği. ISA veri yolu teorik olarak maksimum 8 Mbps (Saniyede 8 Mb) veri aktarabilirken bu rakam PCI’da 132 MBps’a yükseliyor. Doğal olarak ISA’NIN sadece 16 kanal kapasitesi de ortadan kalkmış oluyor. Bugünün 32 hatta 64 kanal kullanabilen uygulamaları göz önüne alındığında PCI veri yolunu kullanan ses kartlarının farklılığı da ortaya çıkmış oluyor. Haliyle veri hızı bu denli yüksek olunca da 3 boyutlu ses yada çoklu kaynaklardan gelen ses verilerini işlemek gibi gelişmiş özellikler de rahatlıkla kullanılabiliyor.
DİJİTAL SES
CD-ROM ‘da müzik CD’leri çalabilmek için sürücünü arkasındaki analog line çıkışından ses kartının üzerindeki line girişine bir bağlantı yapılır. İşte bu bağlantı analog olduğundan dolayı dış dünya etkilerine, mesela PC’nizin güç kaynağı etkilerine açıktır. Bu sebepten (anten gibi davranan bağlantı yüzünden) sinyal kaybı ya da acayip sesler olasıdır. Dijital bağlantı kullandığınız takdirde ise dış etkilerden etkilenmezsiniz, çünkü veriler sayısal ortamda akıp gitmektedir. Günümüzde özellikle temiz kayıt isteyenlerin kullandığı dijital bağlantının en önemli öğesi SPDIF çıkışı/girişdir. Spee-deef olarak telaffuz edilen SPDIF’in açılımı Sony/Philips Digital İnterface’dir. Philips ve Sony tarafından geliştirilen bu arabirim ile CD player, DAT gibi kaynaklardan sayısal veri aktarımı kayıpsız yapılabilir. Bu kayıpsız veri aktarımı sayesinde de özellikle DVD gibi dijital ses barındıran meydanlardan daha iyi sonuç alınabilir.
· TAD: Kimi ses kartlarının üzerinde TAD girişi bulunur. TAD’ın anlamı Telephone Answering Device’dır. Voice özellikli dahili modemlerin çoğunda bu bağlantıyı gerçekleştirebilirsiniz.
· AUX: Passthrough demek doğru olur. Ses kartı üzerinde bulunan bir giriştir. Kendisi üzerinden MPEG, TV ya da radyo kartlarının sesi iletebiliyor.
3 BOYUTLU SES
Herkesin çok net bildiği gibi insanoğlunun iki adet kulağı var. Bu kulaklar sayesinde etrafımızı çevreleyen 3 boyutlu ortam içerisinde sesin ne yönden geldiğini anlayabiliyoruz. Madem ki gerçek dünya da sadece iki kulakla 3 boyutlu duyabiliyoruz, 2 ya da daha çok adet hoparlör ile ya da bir kulaklık ile de aynı etkiyi almamız mümkün olabilir. Bu 3D sesi ortaya koyabilmenin 3 farklı yöntemi var. Birincisi stereo expansion adı verilen yöntem, örneğin 3D özelliği olmayan bir müzik parçasına bu etkiyi verebilen özel bazı teknikler var. Kimi müzik setlerinde ya da hoparlörlerde görmüşsünüzdür, bir düğmeye basarsınız veya yazılım ile ayarlarsınız ve daha değişik bir etki alırsınız dinlediğiniz müzikten. Anlaşıldığı gibi burada kaynağın 3D ses barındırması gerekmez. Buna benzeyen diğer bir teknik de Virtual Surround, yani sanal çevreleme. Bu teknik de 3D sonradan eklenir.
3D ses alabilmenin üçüncü ve bizi ses kartları açısından ele alındığında en çok ilgilendiren yolu Positional 3D Audio olarak ortaya konabilir. Burada birden fazla ses 3 boyutlu ortamda birbirinden farklı yerlerde konumlandırılmaya çalışılır, böylece 3D etkisi oluşur. Örneğin bir filmde görünürde uçak olmamasına karşın önce arkanızdan yaklaştığını duyabilmeniz, sesin giderek yaklaşması derken üzerinizden geçip giderken sesin kaynağını konumlandırabilmeniz hep bu sayede olur.
3D ses API’sı aslında sadece 3D sesi size iletmek isteyen programcının kullandığı ve sesin 3 boyutlu uzayda hangi konumdan ve hangi şiddetle geleceğini ses kartına söylemesine yarayan komutlar topluluğudur.
· DIRECTSOUND3D: Microsoft’un geliştirdiği Direct Sound 3D, aslında DirectX’in bir parçası. Bu sebepten DirectX destekli her yeni PCI ses kartı tarafından rahatlıkla kullanılabiliyor, bu yaygınlık sayesinde de en sık karşımıza çıkan 3D ses API’si. Oyun programcılarının da kolayına geldiği için çoğu yeni oyunda kullanılabilir olması gerekir. Zaten kullanılabiliyor ancak çok fazla tercih edildiği söylenemez, nedenine gelince programcıya sunduğu imkanlar bugünün oyunlarında kısıtlıdır. Bu kısıtlı ortamdan sıyrılmak isteyen ilk firma Aureal oldu ve DirectX ile birlikte çalışmalarına başlayarak A3D’yi ortaya koydu.
· A3D: Modern ses kartlarında en sık rastlayacağınız 3D API’si olan A3D, ana işlemciye fazla yüklenmemesiyle dikkat çekiyor. Donanımdan 3D ses hızlandırılması olayının atası sayılabilecek A3D, aslında Direct Sound3D komutlarını kendi algoritmaları ile kullanıyor. A3D’yi kullanan kart çeşitlerinin birincisi emülatörler, oyundan gelen A3D bilgilerini alarak sahte bir A3D.dll dosyası ile DirectSonud3D altına işliyorlar, yani bir anlama oyunu kandırıyorlar. Creative’in Sound Blaster Live ses kartı bunun güzel bir örneğidir. A3D kullanan ikinci tür kartlar DSP tabanlı ürünlerdir. Bunlarda programlanabilir bir DSP işlemcisi var, bu generic işlemci üzerine A3D’nin algoritmaları işleniyor böylece A3D donanım hızlandırıcılı bir ses kartınız oluyor. Bu tip kartların 3D ses başarısı tamamen sözünü ettiğimiz DSP’nin kapasitesi ile doğru orantılıdır. Son olarak A3D kategorisinde karşımıza Voretx 1 ve Voretx 2 yongaları çıkıyor. Voretx 1, 8 adet 3D, 8 adet de 2D ses işleyebiliyor, en gelişmiş A3D kullanıcısı Voretx 2’de ise imkanlar ve kalite çok daha geniştir. Örneğin Diamond MX-300 ses kartı bu yongayı kullanmaktadır.
· EAX: EAX’ın açılımı Environmental Audio Extensions. Creative tarafından geliştirilen bu API’ye geçmeden önce reverb kavramına biraz değinmemiz gereklidir. Duyduğumuz sesler iki bileşenden meydana geliyor;orijinal kaynaktan yola çıkarken ses ve bu sesin kulağımıza ulaşıncaya dek çevreden aldığı etkilerdir. Örneğin duvarlar, etrafımızdaki insanlar ya da diğer objeler seste bir deformasyona yol açar. İçinde bulunduğumuz oda ya da ortamın şekli, içerdiği materyallerin büyüklüğü ve çeşidinin yarattığı etki reverb olarak tanımlanır. İşte Creative’de bu yüzden API’sine çevresel ses anlamına gelen Enviromental Audio adını koymuştur. Creative’in yapmak istediği programcıya içinde hazır çevresel efektler bulunan bir reverb motoru sunuyor ve “al bunu oyuncunun 3D ortamı hissetmesi için hangisi uygun geliyorsa kullan” diyor. EAX’da aslında bir DirectSound3D uzantısı, yani o da tıpkı A3d gibi DS3D komutlarını kendi algoritmalarıyla kullanıyor.
· Q3D: Qsound firmasının bir ürünü olan Q3D henüz pek yaygın olarak kullanılmıyor. Amacı diğerlerinde olduğu gibi sadece hoparlör aracılığı ile 3D ses ortamı yaratmaktır. Programcı firmanın iddiasına göre aslında kulaklık üzerinde çalışmak üzere geliştirilmiş olan Head Related Transfer Functions (HRTF), 2 hoparlör üzerinde doğu çalışmıyor ve kayıplara yol açıyor. Bu yüzden Q3D bu tekniğin yanı sıra çapraz konuşma (cross talk) adı verdiği bir tekniği de kaynaştırmıştır. Tıpkı diğer API’lerde olduğu gibi Q3D’nin de 2.0’ı tamamlanmıştır. Q3D, DVD kullanımı için Qsurround adını verdiği yeni bir teknoloji kullanıyor. Buna göre AC3 (diğer adıyla Dolby Digital 5.1) kodlarını çözebilen bir yazılım kullanıldığında Q3D kartları ile film seyredilebiliyor. Aslında bunu hemen her API yapabiliyor, örneğin Vortex2 yongasına sahip Diamond MX300’de A3D API’sini kullanarak bu sinyalleri çözebiliyor.
· SENSAURA: Yamaha’nın bu teknolojiyi kullanmaya başlaması ile adını duyuran Sensaura, temelde diğer API’ler ile büyük farklılıklar taşımıyor. Yukarıda bahsettiğimiz HRTF olayına yeni bir boyut kazandıracak olan ve bir metreden yakın mesafelerde de iyi sonuçlar vermek üzere tasarlanan MacroFX ile, yakınlaşan objelerin dinleyiciye yaklaştıkça farklı sesler de verebilmesini sağlayan ZoomFX özellikleri Sensaura’nın öne çıkan yeni teknolojileridir.
3D ses özellikleri her ses kartı kullandığı API ne olursa olsun (ister Q3D ister A3D ya da EAX ) kendiliğinden DirectSound3D uyumlu hale gelir. Bir örnekle açıklayacak olursak DS3D programlanan oyun çalıştırıldığında sistemde ses için bir 3D donanımı arayacak ve bulduğunu kullanacaktır , bu sebepten her hangi bir 3D ses kartında temel 3D konumlandırmalarını gerçekleştirecektir. Sonuç olarak 3D ses kartlarının verdikleri sesin 3D kalitesinde tüm bu saydığımız API’lerin DS3D’yi nasıl kullandıkları belirleyici olarak karşımıza çıkıyor.
Çok çıkışlı ses kartları
DVD, oyunlardaki gelişmeler ve MD Walkman’lerin yaygınlaşması sonucu ses kartları önem kazandı. Günümüzde 4 çıkışlı veya dijital çıkışlı ses kartlarında pre-amfi bulunmuyor. O yüzden ses kuvvetleri daha çok kullanılan hoparlörlerin gücüne bağlı.
3D AUDIO
Gerek ses kartlarında gerek hoparlör setlerinde bu "3D ses" kavramıyla ve bunun yanında Surround Sound, Dolby Digital (AC-3), Dolby Surround, Dolby Surround ProLogic gibi terimlerle artık çok sık karşılaşıyoruz. Bu da epey bir kafa karışıklığına yol açıyor. Gelin önce bunları bir açıklığa kavuşturalım. Önce en basitinden başlayalım: Subwoofer’lı bir çift hoparlörünüz var, üzerinde 3D yazıyor ama bu nasıl 3D ses verir? Gerçek dünyada kulaklarımız her yönden (arkadan, yukarıdan, soldan, sağdan vs.) gelen sesleri algılıyor ve bunların konumlarını belirleyebiliyor. Ses kartı ve hoparlör teknolojisindeki gelişmeler de, bize filmlerde ve oyunlarda bu üç boyutlu ses algılamasını gerçeğe çok yakın bir şekilde yaşatmayı amaçlıyor. Bunların tümüne "3D audio", yani üç boyutlu ses deniyor - bazen de "surround sound" dendiğini görebilirsiniz. Ancak üzerinde bir 3D düğmesi bulunan, subwoofer’lı herhangi bir çift hoparlör için de aynı tanım kullanıldığından biz aradaki ayırımları belirtmek için farklı terminolojiler kullanacağız. Örneğin çift hoparlör setlerinde kullanılan efektler için "3D" yerine "geliştirilmiş stereo" (expanded stereo) demek daha doğru. "3D"yi ise sadece sesi dinleyicinin etrafında konumlandıran ses sistemleri için kullanacağız. Gerçek bir 3D ses sisteminde yukarıdan, aşağıdan, arkanızdan, ileriden gelen sesleri bu mesafe ayırımı ile hissedersiniz. Bazıları bu ayırımı belirtmek için "konumsal 3D ses" (positional 3D audio) demeyi yeğliyor.
PC dünyasında sesi kullanıcının etrafındaki çeşitli kaynaklara dağıtmak yeterli değildir. Ekrandaki ses kaynağı nesnelerle etkileşime geçtikçe ses bir konumdan diğerine geçer. Yani bir oyunda bir füze gönderildiğinde gerek fırlatıldığında, gerek havada yol alırken, gerek hedefinde patladığında çıkan sesler noktasal olmaz. Gerçek bir 3D ses sisteminde füzenin havada çıkardığı ıslık sesinin nasıl bir yol izlediğini de anlayabiliriz; yani ses bulunduğumuz ortamda yer değiştirir, bir ses kaynağından (hoparlörden) diğerine hemencecik atlamaz. İşte gerçek etkileşimli 3D ses ile "surround sound" arasındaki fark budur. Kullanıcı sesin hoparlörlerden çıktığını algılamaz, ses onun bulunduğu ortamda noktasal olarak değil tümüyle çevresini sarar.
Surround sound sistemleri, çoklu hoparlörlerde çok kanallı seslerin kullanıldığı sinemalardan PC’lere inmiştir. (Burada "kanal" sözcüğü ile belirli bir sinyal yolunu kastediyoruz. Örneğin mono kayıtlarda tek kanal kullanılırken, stereo kayıtlarda çift kanal kullanılır.) Her üç ses teknolojisi de – geliştirilmiş stereo, konumsal 3D, surround sound - ses deneyimimizi zenginleştirir.
GELİŞTİRİLMİŞ STEREO
Çift hoparlörlü klasik stereo ses teknolojisi 1950’lerde geliştirildi ve o zamandan beri, dinleyicinin algıladığı akustik ses alanı olarak adlandırabileceğimiz "ses etki alanı" (sound stage) sınırlı kaldı. Stereo’nun bir diğer sorunu, dinleyicinin en iyi akustik etkiyle sesleri dinleyebilmesi için "sweet spot" adı verilen belirli bir konumda durması zorunluluğuydu. Ses etki alanını ve "sweet spot"u genişletmek için pek çok teknik kullanıldı: Gecikmeler (delay), ses filtreleri, bas ve tiz efektleri... SRS, Spatializier, Qsound, Power Technology, Philips gibi firmalar daha karmaşık algoritmalar kullanarak ses etki alanını daha da geliştirmeye çalıştı. (Bu gelişmeler PC kullanıcılarına yaradı, çünkü iki hoparlörlü bir PC sisteminde hoparlörler monitörün iki yanında durur, hoparlörleri genelde çoğu kişi odanın farklı yerlerine yerleştirmekle uğraşmaz.) Stereo sesi geliştirmek için çeşitli donanım ve yazılım çözümleri geliştirildi, bunların bir kısmı ses kartlarına eklendi, veya Winamp gibi MP3 çalıcılar için plug-in’ler çıkarıldı. Ancak nihayetinde stereo sinyaller söz konusu olduğundan ses etki alanını genişletme çabaları bir sınıra dayandı ve konumsal efektler uygulanamadı.
SES KARTLARI VE DVD
DVD filmler giderek yaygınlaşıyor ve herkeste bir DVD salgını baş gösterdi. DVD sürücülerde kullanılan bazı parçalar DVD Player’ların yanı sıra cep telefonlarında da kullanıldığı için bu sıralarda büyük bir DVD sürücü sıkıntısı var, hatta bazı modeller karaborsaya düştü. Bir yıl önce bu patlamayı biz öngörürken, DVD üreticilerinin yeterince öngörememesi (veya öngörüp önlem alamaması) ilginç. Neyse, konumuza dönelim: Bugünlerde çok çıkışlı ses kartlarının ve çoklu hoparlörlerin oyunlar kadar DVD için de alındığını söylersek, sanırız yanlış olmaz. Hızlı işlemciler ve ekran kartları softDVD yazılımları sayesinde, görüntü tarafında MPEG-2 kartlara ihtiyacı ortadan kaldırmıştı. Geriye ses tarafında da MPEG-2 kartların S/PDIF çıkışlarıyla sağladığı Dolby Digital (AC-3) desteğini ses kartlarına kaydırmak kalmıştı. Önceleri S/PDIF’li I/O kartları ile bazı SB Live! modelleri umut ışığı oldu, ancak softDVD yazılımları henüz bu tür pass-through çözümlerle Dolby Digital sesi desteklemiyordu. Sonra SB Live!’i tanıyan ve AC-3 çözücü görevini üstlenen softDVD yazılımları çıktı; SB Live!’in I/O kartsız modellerinde AC-3 desteği için çeşitli çözümler üretildi. Aşağıda daha detaylı anlatıyoruz ama bu çözümleri hemen sıralarsak yeni Value Digital ve Player modellerinde bulunan dijital minijack’a takılabilen 500 bin TL’lik bir S/PDIF adaptörü, üzerinde S/PDIF’in yanı sıra optik çıkışlar ve 9 pin dijital DIN de bulunan Apache ad-on kartı, Creative’in - pahalı bulunsa da - kendi çözümü olan I/O2 kartı.
Şu konuyu tekrar hatırlatmakta fayda var: DVD filmlerden Surround ses almak için 4’lü (+ subwoofer) bir hoparlör seti yeterli. Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi böyle bir sistemde arka ikili (surround) hoparlörlere mono ses verilip ikiye bölünüyor. DTT2500 gibi hem AC-3 dağıtıcılı hem de 5+1 kanallı bir hoparlör setinde ise DVD filmlerdeki 6 kanallı kaydedilmiş sesleri aynen bu şekilde dinleyebiliyorsunuz. Buna da Dolby Digital adı veriliyor. Aradaki farkın çok belirgin olduğunu söylemeliyiz. Zevkler bütçe ile ilgili bir şeydir ama yeterli bütçeniz varsa DVD filmleri Dolby Digital dinlemek için böyle 5+1 Dolby Digital bir hoparlör setini mutlaka öneririz. Gerçekten kendinizi sinema salonunda gibi hissetmenizi sağlıyor.
Diğer yandan 5+1 Dolby Digital hoparlör setleri, yine yukarıda belirttiğimiz gibi şimdilik sadece DVD filmlerde kullanılıyor. Bu şekilde kaydedilmiş müzik CD’leri de yolda. Ancak bu ikisiyle ilgilenmiyorsanız, sadece oyunlar için 5+1 bir set işinize yaramayacaktır, çünkü 4+1 setlerle üç aşağı beş yukarı aynı işlevi görecektir. Zaten DTT2500 gibi bir set kullandığınızda DVD filmlerde setin amfisi üzerinde yeşil Dolby Digital ışığının yandığını görüyor, "yeşil ışığı yakalayıp" beş puan alıyorsunuz
Tabii bu dediğimiz Win DVD 2000, Power DVD gibi S/PDIF çıkışını ve kullandığınız ses kartını destekleyen yazılımlar için geçerli. Biraz eski sürümlerinde ünlü bölge kodu kaldırma programı DVD Genie’nin ince ayarları ile yine Dolby Digital ses alınabiliyordu.
OPTİK ÇIKIŞ
Ses kartlarında optik çıkış artık aranan bir özellik oldu. Özellikle kayıt da yapabilen MD çalıcılarda optik giriş bulunduğu için, kullanıcılar müzik CD’lerinden, MP3’lerden, her tür müzik kaynağından MD’lere kayıt yapmak için optik çıkışlı ses kartı istiyor. Normalde ses kartının line-out’unu, normal bir analog kabloyla (TV kartını veya modemi ses kartına bağlamak için kullanılan ara kablolardan) MD çalıcının line in’ine bağlarsanız, bu şekilde de kayıt yapabilirsiniz. Hatta CD çalıcıların line-out’undan MD çalıcılara da bu şekilde bağlantı yapabilirsiniz. Öte yandan analog bağlantı ses kayıplarına neden oluyor; optik çıkışta böyle bir sorun yok. Tabii bağlantıyı Optik S/PDIF toslink adı verilen bir kabloyla yapıyorsunuz. Bu kablo bazı ürünlerle birlikte gelirken, bazılarıyla gelmiyor ama piyasada, müzik marketlerde bulunabilir.
Bu incelemede Sony MZ-R30 MD Walkman’ime gayet kaliteli kayıtlar yaptım. Burada MD hakkında sık sorulan sorulara cevap vermek gerekirse, MD diskler 74 veya 80 dakika oluyor. Yani MP3’teki gibi bir sıkıştırma söz konusu değil; bir MD disk, müzik CD’sinin alabileceği kadar şarkıyı (15-16 şarkı) depolayabiliyor. CD’ye göre avantajı, tekrar kaydedilebilmesi. Kayıt yaparken parçaları bire bir çalmanız gerekiyor; yani gerçek zamanlı olarak kayıt yapıyor, MP3 çalıcılarda olduğu gibi "upload" geçerli değil. Yakın zamanlarda USB bağlantılı çözümler de Internet sitelerinde görülüyor ancak henüz Türkiye’ye gelmiş değil. Bunlarda da şarkıları çalarak kayıt söz konusu. "MD disklere veri saklanamaz mı? veya "Daha hızlı kayıt yapılamaz mı?" türünden sorular Internet’te mesaj listelerinde pek çok kişi tarafından soruluyor ve bu konuda haber içeren mesajların çoğu balon çıkıyor. Ancak Sony’nin sitesinde MD’li ve CD çalıcılı bir mini müzik setinde CD’den MD’ye 2x hızında kayıt yapılabildiğini gördüm.
Optik çıkışa profesyonellerin kullandığı DAT kayıt cihazları da bağlanabiliyor. Tabii bunlar pahalı cihazlar olduğundan pek ev kullanıcılarına göre değil; ev kullanıcıları sadece MD kaydı için optik çıkış arıyor diyebiliriz. Bunun ötesinde optik çıkış bazen optik S/PDIF olarak geçiyor. Örneğin incelememize katılan Guillemot Fortissimo’nun üzerinde RCA tipi bir S/PDIF çıkış yok; Dolby Digital desteğinin optik çıkış üzerinden verildiği belirtiliyor (kablosu birlikte gelmiyor). Ancak DTT2500 gibi optik girişi olmayan bir 5.1 hoparlör setine sahipseniz, bu kartta optik çıkışı RCA tipi S/PDIF’e çeviren bir dönüştürücü bulmanız gerekebilir. Bu tür dönüştürücülerin olduğunu Internet’te gördük ancak kısıtlı zamanımızda piyasada araştıramadık. Muhtemelen elektronik ürünler satan yerlerde bulunabilir. Bir not düşmek gerekirse, MD Walkmanler üzerinde optik giriş olduğundan toslink kablo bağlantısı olması iyi. Öte yandan kablo fiber optik (yani cam kökenli) olduğundan fazla kıvrılıp bükülemediğini belirtelim.
Ses KartI Montajı:
Diğer tüm kartlarda olduğu gibi , ses kartlarının da öncelikle kaç bitlik olduğuna dikkat etmemiz gerekir.
1: Ses kartınız 16 bitlik bir kart ise, 16 bitlik bir genişleme yuvasına ihtiyacınız olacaktır.
2: Kartı hangi yuvaya takacağınızı belirledikten sonra, bu işlemi dikkatlice gerçekleştirin. Eğer sisteminizde standart dışı bir kart bulunmuyorsa, herhangi bir jumper ayarlamasına gerek kalmadan ses kartınızı kolayca sisteme adapte edebilirsiniz. Çoğu ses kartı, PC_SPK olarak adlandırılan bir girişe sahiptir. Bu giriş, bilgisayar hoparlörüne gelen seslerin ses kartı aracılığıyla hoparlörlerden çıkmasını sağlar.
3: Önce ses kartınınn klavuzuna bakarak, ses kartında ki jumper’ı tespit edin.
4: Anakart üzerinde bulunan PC_SPK çıkışını, ses kartında ki ilgili yere bağlayın.
5: Ses kartlarının çoğunda bir joystick bağlantısı bulunmaktadır. Eğer bilgisayardaki başka kartlarda da joystick bağlantısı varsa, bu iki bağlantı büyük olasılıkla çakışacaktır. Bu çakışmayı engellemek için, ses kartı üzerinden bir jumber ayarlaması gerekir.
6: Bu ayarlamalardan sonra, ses kartına, üzerinde yazan ya da kılavuzdan gösterilen yerden hoparlörleri takın
7: Son olarak bilgisayarınıza ses kartınızla birlikte gelen yazılımları sisteme yükleyin.
WİNDOWS’TA SES KARTI KURULUMU
Bilgisayarınıza ses kartınızı takıp Windows’u başlattığınızda, bilgisayar ses kartınızı kendisi bulamıyorsa ses kartı tanıtımı Denetim Masasından Yeni Donanım Ekle Sihirbazı ( Add New Hardware Wizard) kullanılarak yapılır.
Bu işlemin gerçekleştirilmesi:
Adım 1: Yüklenmesine başlamak için ileri butonuna tıklanır.
Adım 2: Windows’un sisteme yeni eklediğiniz ses kartını araması için ileri butonuna tıklanır.
Adım 3: Windows yeni donanım aramayı seçiminize göre yapar. Hayır seçeneği ile ses kartınızı listeden seçebilirsiniz.
Adım 4: Buradan kurmak istediğiniz donanımın ses kartı olduğu belirtilir.
Adım 5: Eğer listeden seç seçeneğini işaretlediyseniz aşağıdaki ekran görüntülenecektir. Bu ekrandan ses kartınızın marka ve modelini belirterek windows cd-rom’undan yüklenmesini sağlayın
Adım 6: Eğer ses kartınız bu listede yer almıyorsa, ses kartı ile birlikte verilen cd-rom’dan uygun yazılımı seçin.
Adım 7: Belirttiğiniz modeldeki ses kartı dosyalarının yüklenmesine başlamak için son butonuna tıklanır ve kurma işlemi tamamlanır.
NOT: Eğer bilgisayarda ses kartınız ile birlikte uyumsuzluk çıkarabilecek bir kart bulunmuyorsa yukarıdaki adımların sonucunda ses kartınız çalışmaya başlayacaktır. Windows’u yeniden başlattığınızda görev çubuğunun sağ alt köşesinde bir hoparlör simgesi görüntülenecektir.
WİNDOWS’TA SES ÖZELLİKLERİ AYARLANMASI:
Windows’ta yapılan işlemlerin kullanıcıya sesle hitap etmesini sağlamak için işlemlerin yapılış durumlarına göre kullanıcının isteğine bağlı olarak herhangi bir ses efekti verilebilir. Bu işlemler, Windows’ta işlemin yapılması sırasında her klikte ses çıkması durumudur. Bu ayarları yapmak için kullanıcının denetim masasındaki ses özellikleri bölümüne gelip bazı ayarlamaları vermesi gerekir.
Şekil 9: Windows’da Ses Özellikleri Penceresi
Bu bölümde, kullanıcı isteğine bağlı olarak Windows’un standart ayarlarını ya da kendisi tarafından dışarıdan yüklenen farklı bir ses efektini kullanabilir. Dışarıdan yüklenen bu ses efektleri wav uzantılı dosyalardır. Kullanıcı isterse sessiz kullanımı da seçebilir.
OLASI SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ:
Sorun: Ses çıkmıyor.
Çözüm:
- Hoparlörleri ses kartınızın doğru çıkışına bağlayıp bağlamadığınızı kontrol edin.
- Varsa, hoparlörlerin üzerindeki ses ayar düğmelerini ve açma/kapama anahtarlarını kontrol edin.
- Varsa, hoparlörlerin üzerindeki pil veya adaptör girişlerini gözden geçirin.ü
Sorun: Ses çıkıyor ama parazit var.
Çözüm: Bu sorun bilgisayarın güç kaynağından kaynaklanabilir. Bu durumda yapılacak en iyi şey, ses kartının sesini kısıp hoparlörlerdeki sesi açmaktır. Güç kaynağınızı bir elektronikçiye gösterin.
Sorun: Ses kartı çalışmıyor.
Çözüm: DMA(Direct Memory Access) kanalını ve kesilme(interrupt) numarasını kontrol edip, bilgisayarınızdaki diğer kartlar ile çakışıp çakışmadığına bakın Sistem saati IRQ0’ı, klavye IRQ1’i, seri çıkışlar IRQ3 ve IRQ4’ü, paralel çıkış IRQ7’yi, görüntü kartı IRQ9 ve IRQ10’u kullanırlar. Bu durunda en uygun kesilme IRQ% olacaktır.
Disket controller DMA2’yi birçok ses kartı ise DMA1 kanalını kullanmaktadır. DMA kanalı ve interrupt gibi değerler autoexec.bat ve config.sys dosyalarına ses kartı yazılımı tarafından, kurulum sırasında kaydedilmiştir.
Sorun: Bir ses kartı programı çalıştırıldığında “out of environment space” hatası veriyor.
Çözüm: Config.sys dosyasına bir editör yardımıyla girip, SHELL=C:\DOS\COMMAND.COM\E:512\P satırını ekleyin.
Sorun: 16 bitlik bir ses kartı olmasına rağmen, 8 bitlik bir kart gibi ses çıkarıyor.
Çözüm: Low DMA ve High DMA kanallarını, kartla verilen bir test programıyla gözden geçirin.
GÜNÜMÜZ SES KARTI ÖZELLİKLERİ VE FİYATLARI:
Aztech PCI 168
3D ses teknoloji ile 3 boyutlu ses efektleri, 4 W povver amplifier, Bas ve tiz kontrolu
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
16 USD+KDV
(11.013.872TL+KDV)
Aztech PCI 288 Q3DII
PCI, Trident 4DWave-NX, S/P-DIF RCA out, Joystick/MIDI port
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
29 USD+KDV
(19.962.643TL+KDV)
Aztech PCI 288 Q3DII
PCI, Trident 4DWave-NX, S/P-DIF RCA out, Joystick/MIDI port
Albim
0 216 349 33 51
www.albim.com
30 USD+KDV
(20.651.010TL+KDV)
Aztech PCI 288 Q3DII
PCI, Trident 4DWave-NX, S/P-DIF RCA out, Joystick/MIDI port
Megabyte Bilgisayar
0 212 236 26 78
www.megabyteonline.com
25 USD+KDV
(17.209.175TL+KDV)
Aztech PCI 64-Q3D
64 ses, vvavetable sentez olanagi, 3 boyutlu ses efektleri, Q3D tanitim yazilimi hediyeli
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
21 USD+KDV
(14.455.707TL+KDV)
Creative SB Live Platinium
PCI, EMU 10K1 DSP, 3D Sound, Digital In/Out, SP-DIF In/Out
Mavi Donanım
0 216 348 94 54
www.mavidonanım.com
195 USD+KDV
(134.231.565TL+KDV)
Creative SB Live Platinium II
PCI, EMU 10K1 DSP, 3D Sound, Digital In/Out, SP-DIF In/Out
Megabyte Bilgisayar
0 212 236 26 78
www.megabyteonline.com
182 USD+KDV
(125.282.794TL+KDV)
Creative SB Live Platinum
PCI, EMU 10K1 DSP, 3D Sound, Digital In/Out, SP-DIF In/Out
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
200 USD+KDV
(137.673.400TL+KDV)
Guillemot Maxi Sound
4 kanal dijital çikisli PCI ses karti, Yamaha YMF744 16 bit ses islemcisi
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
43 USD+KDV
(29.599.781TL+KDV)
Inca
PCI, Yamaha XG50 DSP, Joystick/MIDI port
Mavi Donanım
0 216 348 94 54
www.mavidonanim.com
19 USD+KDV
(13.078.973TL+KDV)
Zoltrix Optical Kit
16 bir ses işlemcisi
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
13 USD+KDV
(8.948.771TL+KDV)
HOPARLÖR
Multimedya bileşenlerinin vazgeçilmezlerindendir. Ebat, dizayn, ses çıkış gücü, amphi ve woofer bulunup bulunmamasına gibi pek çok seçenek sunarlar. Kit halinde satın alınabilen multimedya aygıtları içerisinde, ses kartllarıyla birlikte verilen 4 Watt hoparlörler çok düşük ses verebilmeleri nedeniyle fazla tercih edilmemektedirler.
Şekil 10: Hoparlörler
Ses kartlarının ve bilgisayar üzerinde ses işleme teknolojilerinin de gelişmesiyle hoparlörler de buna bağlı olarak ayrı bir önem kazanmıştır. Ses kartının ses çıkışını güçlendirerek hoparlörden daha güçlü ses alma, kulağa daha net ve güçlü ses gönderme amacıyla geliştirilen SubWooferlar bilgisayarların bir müzik seti kadar güçlü ses üretmelerine yardımcı olmaktadırlar.
SURROUND SES FORMATLARI
l Dolby Pro-Logic:Gerçek anlamda Surround ya da "saran" ses verebilen ilk ses formatı da diyebiliriz. İlk olmasının verdiği avantaj ile en sık kullanılan ünvanını da almıştır. Gerçi daha önceden bir de Dolby Surround vardı ama bu kadar hızlı yaygınlaşamadı. Çalışma prensibi basittir, sesin hangi yönden geldiğini hissettirmek istiyorsanız o yöndeki hoparlör kanalına kayıt yaparsınız. Örneğin film izlerken bir helikopter bulunduğunuz konuma göre yaklaşacak ve başınızın üzerinden geçecek ise merkez hoparlörden başlayarak ön sağ ve soldan kuvvetlice duyulacak, ses yavaşça bu kanallarda azalırken arka hoparlörlerde güçlenecektir. Böylece 2 boyutlu görüntü ortamında "ula helikopter kafayı çiziyordu" hissi vuku bulur. Piyasadaki Dolby Pro-Logic hoparlör seçeneklerinde bir de bu kodu çözmeye yarayan bir decoder olduğunu göreceksiniz
Dolby Digital :Yine Dolby firmasının keşfettiği ve yaygınlaştırdığı bir format, AC-3 adıyla da anılmakta. Aslında şu meşhur HDTV (high definition TV) ile kullanılmak üzere tasarlanan ancak bu iş beklenen hızla gelişmeyince sinemalara sıçrayan AC-3, burada Dolby'nin sayesinde Dolby Digital adını aldı. Temel olarak burada da 5.1 düzeneği karşımıza çıkıyor. 5, yani önde sol, sağ ve merkez hoparlörler arkada ise sol saran ve sağ saran hoparlör. 1 ise bazı sahnelerin etkisini artırmak için kullanılan, örneğin bomba patlaması gibi, ekstra kanal ve genelde kuvvetli bas sesi veriyor. Hepsi bir araya geldiğinde ise 5.1 oluyor.
Peki dijital ses ne avantaj sağlıyor? Temel olarak en büyük avantajı ses verileri sayısal kaydedildiği için toplam 6 kanalın da hiç veri kaybına uğramadan ve çok daha az yer kaplayarak taşınabilmesi. Ancak özellikle az sonra aktaracağımız DTS taraftarları tarafından aslında belli etmese de "kayıplı" bir sistem olarak tanımlanıyor. Dolby Proo-Logic ile birlikte yürüyen bu formatı çözebilen tüm ses sistemlerinde Pro-Logic decoder olmasının sebebi ise, müzik alanında halen yaygın olarak Dolby Stereo kullanılmasından kaynaklanıyor. Bu sistemde de ses kanallara yapay olarak dağıtıldığından Pro-Logic çözücüler de işin içerisinde kalıyor.
l DTS (Digital Theatre Systems) :DTS, 1993 yılında çekilen Jurassic Park filmi ile ortaya çıkan bir format. O tarihten bu yana giderek daha fazla sayıda film ve sinema salonu tarafından kullanılan bu format da dijital ortamı kullanıyor. Ancak Dolby Digital sistemde okunamayan bazı ses verilerini de okuma kapasitesine sahip, hatta bu oranının yüzde 25-30 civarlarında daha az kayıplı olduğu bile söyleniyor. Daha çok multi sistemli DVD ampfi/decoderlar tarafından desteklenen bu sistem şu an için PC'nin kafasını karıştırmış durumda değil.
Sound Blaster Live Value Olayı:Uzun zamandan bu yana üzerinde epey tartışılan bir konu var. Yeni dijital çıkışlı Sound Blaster Live Value sahipleri, "yahu kardeşim aldık bu kartı ama kablomuz yok Desktop Theater hoparlör sistemi ile kullanılamıyor" diyorlar ya da almayı düşünüp de bir türlü karar veremiyorlar. Biz de dergi olarak bu konuda elimizden geleni yapıp, sizlere bu dijital çıkışı kullanmanızı sağlayacak bir kablo yapımını bile göstermiştik. Sorumluluğu kendilerine ait olmak şartı ile isteyenler bu operasyonu gerçekleştirebilirler. Ancak ben bu kez size daha kolay bir yol önermek istiyorum. Dediğimiz gibi kullanıcılar kablo olmadığı için bu Sound Blaster Live Value kartının dijital çıkışını kullanamamaktan şikayet ediyorlar. Oysa aslında ortada bu amaçla kullanılmak üzere bir kablo var. Desktop Theater DTT2500 hoparlör setinin içinden çıkıyor, keza aynı şekilde Teac PowerMax 2000'de de bu amaçlı bir kablo var. Normalde bu kabloyu ses kartınızın coaxiel SPDIF çıkışı bağlantısı için kullanıyorsunuz. Buradan biraz mantık yürütürsek bizim ihtiyacımız olan şeyin bir mini jack/coaxiel çevirici adaptör olduğu ortaya çıkıyor. Bu adaptörü bulmak İstanbul'lular için son derece kolay. Anadolu yakasındakiler Yazıcıoğlu'ndaki, Avrupa yakasındakiler ise Selanik Pasajı'ndaki sayıları günden güne azalmakta olan elektronikçilerden bu adaptör fişi edinebilirler, ben kendim için 500 bin TL ödeyerek satın aldım, siz de bu fiyattan sorabilirsiniz.
Yaptığımız denemelerde elimizdeki bu adaptörü "dijital out" adlı yuvaya yerleştirdik. WinDVD ile seyrine başladığımız filmimizden gelen dijital ses verileri de DTT2500'ümüz tarafından derhal algılandı ve kolayca mutlu sona eriştik. Ancak burada dikkat edilmesi gereken ve benim için henüz tam olarak netliğe kavuşamayan bir nokta var. Normalde SPDIF çıkışını kullanarak ses kartını ve decoder'ı birleştirdiğinizde ister WAV formatı ister dijital DVD sesi olsun ekstra bir bağlantı yapılmasına gerek kalmıyor. Oysa az önce bahsettiğimiz türde yaptığınız bağlantı ile sınırlı kalırsanız işletim sisteminizden alacağınız dijital olmayan yani çözülmeye ihtiyaç duymayan diğer sesleri alamıyorsunuz. Bu kez Sound Blaster Live Value ses kartınızın her iki hoparlör çıkışını da kullanmanız gerekiyor. Korkmayın kablo sorunu yok, DTT2500 içerisinde bu amaçla kullanılmak üzere hazırlanmış bir kablo seti bulunuyor. Bunu decoder'a bağladıktan sonra her şekilde bu sesler de kullanıma açık duruma geliyor. Burada bir Ali Cengiz oyunu var olduğu ortada ise de, kısıtlı zaman içerisinde daha detaylı araştırma imkanı bulamadım.
Şekil 11: Hoparlörler
Bu adaptörün dışında Sound Blaster Live Value sahiplerinin bir seçeneği daha var. Örneğin benim kendi bilgisayarımdaki eski dijiatal çıkışsız Sound Blaster Live Value için en uygun çözüm de bu, yani Creative'in optical/digital I/O II'si. Value kullanıcıları için güzel bir upgrade imkanı sunan Creative Optical-Digital I/O 2, resminden de anlaşıldığı gibi 2 ana parçadan oluşuyor. Ürün kutusu içerisinden bir adet 2x6 pin bağlantı kablosu, Live Ware 3.0 CD'si ve ufak bir kullanım kılavuzu çıkıyor. Anlayabildiğim kadarı ile 20 pin'lik bir bağlantı kablosu da pakete dahil, ama bizimkinden çıkmadı. Eğer elinizdeki Live serisi kartın üzerinde 2x20 pin'lik AUD_EXT bağlantı noktası var ise başka, 2x6 pin'lik SPDIF_EXT bağlantısı var ise başka özellikler eklenmiş oluyor. Bunları geçen sayımızda anlatmıştık o yüzden daha fazla değinmiyorum. Ancak genel olarak DTT2500 ile kullanım açısından bakacak olursak bu çözüm daha verimli gibi geldi bana. Tabi verim demek para bayılmak anlamına geldiği için kimilerine hoş gelmeyebilir. Bu aparatın fiyatı da yaklaşık 75$ civarlarında seyrediyor. Bu arada ufak bir hatırlatma bu inceleme boyunca biz eski Sound Blaster Live Value Digital ve Optical Digital I/O II kombinasyonunu kullandık. Siz isterseniz yeni ufuklara yelken açabilir ve Winfast ile Zoltrix marka aynı amaçlı benzer ses kartlarını da deneyebilirsiniz. Her ikisini de daha önceden incelemiş ve beğenmiştik.
GÜNÜMÜZ HOPARLÖR ÖZELLİKLERİ VE FİYATLARI:
Ürün Adı
Özellikler
Bayi
Telefon-Web
Fiyat
Altec ACS22E
2x5 Watt hoparlör çikis gücü, 10K ohm giris empedansi
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
27 USD+KDV
(18.585.909TL+KDV)
Creative DTT-2500
P.M.P.O. gücü 2.000 watt, R.M.S. gücü 48 watt
Multimedya
0 212 216 45 68
www.multimedya.com
325 USD+KDV
(223.719.275TL+KDV)
Creative FBS 2000
FBS 2000W
Markom Bilgisayar
0 216 330 27 70
www.markom.com.tr
138 USD+KDV
(94.994.646TL+KDV)
Genius SP-G10
P.M.P.O gücü 200 watt, R.M.S. gücü 10 watt
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
12 USD+KDV
(8.260.404TL+KDV)
Genius SP-M06U
P.M.P.O gücü 120 watt, USB hoparlör
Boğaziçi
0 212 217 29 29
www.bogazici.com.tr
24 USD+KDV
(16.520.808TL+KDV)
Genius SW-G106
P.M.P.O gücü 320 watt, R.M.S. gücü 16 watt
Boğaziçi
0 212 217 29 29
www.bogazici.com.tr
43 USD+KDV
(29.599.781TL+KDV)
Jazz
160 watt
Markom Bilgisayar
0 216 330 27 70
www.markom.com.tr
12 USD+KDV
(8.260.404TL+KDV)
Jazz Subwoofer Set
5+1 Subwoofer Set, 2500W, Ses kartı
Markom Bilgisayar
0 216 330 27 70
www.markom.com.tr
126 USD+KDV
(86.734.242TL+KDV)
Labtec LCS-2514
P.M.P.O gücü 700 watt, R.M.S. gücü 30 watt
Ölçsan
0 212 280 97 61
www.olcsancad.com
84 USD+KDV
(57.822.828TL+KDV)
MLI 270 Speaker
700 watt
Escort Land
0 800 211 32 54
www.escortland.com.tr
12 USD+KDV
(8.260.404TL+KDV)
Multi-Media MS 308
P.M.P.O gücü 600 watt, R.M.S. gücü 10 watt
Koyunlu
0 212 274 08 05
40 USD+KDV
(27.534.680TL+KDV)
Philips DSS 350
P.M.P.O. gücü 360 watt, R.M.S. 30 watt
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
69 USD+KDV
(47.497.323TL+KDV)
Quake SPQ-160
160 Watt P.M.P.O. power, 3" full-range drivers,
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
12 USD+KDV
(8.260.404TL+KDV)
Samsung SMS-8320
30 Watts, 100Hz ~ 20 kHZ
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
27 USD+KDV
(18.585.909TL+KDV)
Sunrupid SR-T688
P.M.P.O. gücü 2.500 watt, R.M.S. gücü 100 watt
Comsis
0 212 213 32 40
350 USD+KDV
(240.928.450TL+KDV)
Teac Powermax 2000
Dolby Digital Ses Sistemi, 2000 Watt çikis, 5 farkli ses kaynagi
Hepsiburada
0 212 249 63 84
www.hepsiburada.com
263 USD+KDV
(181.040.521TL+KDV)
Yamaha YST-MS55D
P.M.P.O gücü 1.800 watt, R.M.S. gücü 80 watt
Multimedya
0 212 216 45 68
www.multimedya.com
131 USD+KDV
(90.176.077TL+KDV)
Zoltrix ZX SW-95
P.M.P.O gücü 600 watt, R.M.S. gücü 60 watt
Turanlı
0 212 216 05 20
www.turanli.com.tr
54 USD+KDV
(37.171.818TL+KDV)
KULAKLIK-MİKROFON
Çok değişik tipte dizayn edilmiş kulaklık ve mikrofon çeşitleri mevcuttur. Ayrı ayrı satın alma imkanı olduğu gibi kulaklık ve mikrofonun birleşik yani birarada olduğu modeller daha revaçtadır.
Özellikle mikrofon olarak değişik seçenekler içerisinde yaka tiri ve mas aüzerinde kullanılmak üzere tabla üzerine oturtulmuş mikrofonlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Windows 95 ,Windows 98 veya Windows 2000 olsun bilgisayarların genelinde mevcut olan Ses Kaydedicisi penceresinde mikrofon kullanılarak sesler kaydedilebilmektedir.
Kulaklık yapı olarak, kulağın yapısına uygun olarak üretilmiş plastik ve dışı yumuşak bir doku ile kaplanmış hoparlör muhafazalarından oluşur. Bu muhafazalara kablo ile ses kartı çıkışına ya da doğrudan hoparlör veya CD sürücüsünün ön panelindeki ses çıkışına takılmak üzere hazırlanmış Jack yer alır.
Şekil 12: Mikrofon çeşitleri
TV KARTLARI
BT 8xx
Sanırım ekran kartlarında kullanılanlardan sonra en iyi bilinen yonga Bt (bir zamanlar Brooktree idi, şimdi Rockwell Semiconductor Systems) adını taşıyor. BT yongaları TV kartlarının temelini oluşturmaktalar ve kartın kapasitesi de büyük oranda bu yongaya bağlıdır. Başlıktaki 8xx'in manası ise çok çeşitli olmalarından ve 848, 878, 879 gibi modelleri bulunmasından kaynaklanır.
Bu serinin en iyisi sayılabilecek Bt848, PCI bus mastering ve görüntü çözücüyü (video decoder) bütünleşik olarak kullanabilen ilk yongadır yani çiptir. Günümüzde bunlardan pek yok, onun yerine 848A ve 849A devam niteliği taşıyor. PCI veri yolunun tüm hız avantajını kullanabilmek üzere tasarlanan bu yonga görüntü piksellerini depolamak için ekstra bir belleğe ihtiyaç duymadığı için aygıt maliyetini de ucuzlatıyor.
Şekil 13: TV Kartı
Brooktree yongaların esas en iyisi ve bu incelemede yer alan tüm kartların kullandığı ise Bt878 ve Bt879. Fusion serisi olarak da bilinen bu yongalar özellikle ses yakalama alanında büyük yenilikler getirdi. Örneğin Bt879 sesleri stereo olarak işleme kapasitesine sahip. Bunların dışında 848A ile gelen ölçeklenebilir görüntü, NTSC/PAL/SECAM composite ve S-Video'nun birlikte sunulabilmesi özelliklerini de taşıyorlar.
Bt yongaları televizyon kartlarının dışında görüntü yakalama ve düzenleme, görüntülü telekonferans gibi amaçlar için de kullanılıyor. Bir görüntü kaynağından yollanan sinyaller, ki bu kaynak bir kamera, VCR ya da TV alıcısı olabilir, yonga tarafından alınır. Bu gelen sinyaller, görüntü bilgileri ve senkronizasyon verilerini içerir.
Sinyallerin detayı kullanılan görüntü standartına bağlıdır, bunlar da NTSC (National Television Standards Committee), PAL (Phase Alternate Line) ya da SECAM (Systeme Electronique Couleur Avec Memoire) olabilir. Resmin oluşabilmesi için kaynak dikey bir senkronizasyon verisi oluşturur (VSYNC) ve gönderir. VSYNC sinyalinin hemen ardından görüntü kaynağı resmin ilk satırını tarar. Kısacası resmin her satırı için bir adet yatay, bir adet de dikey veri bilgisi yollanır. Şifreli yayınlarda bu veriler özel bir teknik aracılığı ile normal sırası bozularak gönderilir.
NTSC, PAL ve SECAM
Şimdiye kadar bahsedilenler görüntü standartlarıdır. Kuzey Amerika ve Japonya'da kullanılan NTSC standartında her karede 525 satır bulunur, ayrıca saniyede 30 tam kare oynatılmasını öngörür. PAL'de ise 625 satır kullanılır.
RGB RENK DERİNLİĞİ
Kırmızı, yeşil ve mavinin ilk harfleri ile oluşturulan (Red, Green, Blue) bu tanımlama özellikle görüntü yakalama işi ile uğraşacaksanız karşınıza çıkacaktır. Diğer alanlarda fazla kurcalamanıza gerek yok, zira varsayılan ayar olarak zaten yayınları RGB formatında izlemeniz öngörülmüş.
YUV FORMATI
YUV formatı, görüntüleri renkli olarak aktarırken bir yandan da siyah beyaz TV ile uyumluluğu kaybetmemek için kullanılan bir format. RGB'ye oranla daha az bant genişliği kullanıyor. İki ana bileşeni var, birincisi parlaklık (Y) diğeri ise chrominance (UV). Parlaklık, RGB sinyale bazı katkılar yapılarak oluşturuluyor, chrominance ise rengin yoğunluğu ve canlılığına karar veriyor. Video yakalama işleminde ayarlar YUV'a göre yapılırsa performans arttar, yani saniyede yakalanan kare sayısı fazlalaşır.
COMPOSITE VE S-VIDEO
Kartlarımızın üzerinde göreceğiniz bu girişler farklı teknikler kullanan veri aktarım tipleri olarak tanımlanabilir. Composite, TV'lerde gördüğümüz ve kullandığımız anten girişinin aynısıdır. S-Video ise daha kaliteli görüntü aktarımına izin verir. Genelde S-Video kamera bağlantıları için ya da video oynatıcılar için kullanılıyor.
Şekil 14: TV Kartının Bağlantıları
BİR TV KARTI TESTİ
l-Görüntü kalitesi: TV'nin temeli görüntüdür. Doğal olarak beklenenlerin başında da görüntü kalitesi geliyor. Genel olarak teste katılan tüm kartlara bakıldığında gerek TV alıcıları (tuner) gerekse yongalar açısından birbirlerine çok benzediklerini görülür. Zaten üst satırlarda da okudunuz, bu alanın hakimi Bt 8xx yongalar ve Philips tuner'lardir. Hangi marka bunu daha iyi kullanabilecek bir sürücü ve program hazırlamış ise ortaya bir fark koymuş olur. Hemen şunu belirtelim incelemeye katılan ürünlerde en iyi görüntüyü verenle en düşük seviyedeki kart arasındaki fark öyle aşırı boyutlarda değil. Bu kısımda bunu söylemek pek adetim değildir, ama "özel bir amaç" için kullanmayacaksanız bu 13 modelin görüntü kalitesi açısından seçim yapmak zor oldu. Öne çıkan 1-2 model hariç hemen hemen hepsi birbirinin aynı idi. Görüntü kalitesini belirleyen en önemli noktayı şüphesiz görüntü kaynağı oluşturuyor. PC'nizin bulunduğu konumda TV sinyallerinin zayıf olması durumunda görüntü kalitesinden bahsetmek de güç.
2-Kurulum: Sıradan kullanıcıları uğraştırmayacak ürünler her zaman tercih sebebi olmuştur. Burada 'uğraştırmaktan' kasıt, sürücülerin ya da uygulamaların CD içindeki yerini bulabilmek için medyum, bağlantıları kurabilmek için 25 sayfa okuyarak hafız olma zorunluluğudur. Yani kurulum sorunsuzdu denildiğinde anlatılmak istenen, 'kartın takılmasının ardından gerekliyse sürücüsü, yazılımı yüklendi ve kart çalıştı cümlesinin kısa halidir.
3-Kullanım: Bu kriteri fonksiyonların kullanımı ve kartın verimliliği olarak belirledik. Daha net deyimiyle vaat ettiklerini yerine getirmek için kullandığı arabirim ve beraberinde gelen detaylar değerlendirmeye alındı. Capture, ölçekleme, giriş-çıkış gibi özellikler de bu kriterin araştırılan noktaları idi. Capture için VidCon32 v2.0 kullanıldı, YUV2 ve 24 bit RGB formatlarında, 192x144, 384x288 ve 768x576 boyutlarında görüntü yakalama denemeleri yapıldı. Bu işlem esnasında ses 44.100 Khz, 16 bit, mono olarak ayarlandı. Daha sonra oluşan AVI, Microsoft Media Player ile sınandı ve yakalanan kare sayısına bakıldı.
4-Test Platformu: 450 Mhz Pentium III işlemci, 128 MB SDRAM ve 16 MB Creative M64 ekran kartı ile ABIT BE-6 anakartın temellerini oluşturduğu test platformumuza Windows 98 SE sürümü kuruldu. Her kartta televizyon sinyallerini aktarmak için 75 ohm coaxiel kablo aracılığıyla bir kez kablo TV bir kez de normal bir V anten kullanıldı. Tuner'ın kalitesi için normal antenden aldığımız yayınlar, görüntü kalitesi için ise eşitlik sağlaması açısından kablo TV denemeleri belirleyici ortam oldu. Video girişleri ve buna ilişkin fonksiyonların denetlenmesi ise Sanyo VPC-Z400 dijital kamera ile gerçekleştirildi.
TV KARTI ÇEŞİTLERİ VE ÖZELLİKLERİ
AverMedia TV Phone 98
TV kartı denildiğinde tüm dünyada akla ilk gelen firmalar arasında mutlaka AverMedia da bulunuyor. Bunda gerek ABD'de de yaygın olarak bulunmasının gerekse bu konuda epey maziye sahip bir firma olmasının etkileri var. Ülkemizde de uzunca bir süredir tanınan ve bir sürü ürünüyle bilinen bir marka.
AverMedia TV Phone 98, Bt878 yongasını taşıyor. Kurulumda biz bir sorun yaşamadık. Ancak çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgiler kirli sistem üzerine kurulduğunda bazı sürücü problemleri çıkarma olasılığının bulunduğunu gösterdi. Son nokta olarak Volkan da bazı kullanıcıların bu yönde şikayetine rastladığını söyleyince test bitmiş olmasına karşın önce birkaç başka TV kartını sonra da tekrar AverMedia TV Capture 98'i kurdum. Yine de hiçbir sorun ile karşılaşmadım. Sürücüler gayet güzel yüklendi, bunu takiben TV programı kuruldu ve sistem tekrar başlatıldı. Sonuçta tekrar tıkır tıkır çalıştı. Sistem gereksinimi olarak en az Pentium 200 MMX işlemci isteyen ürün bize bu açıdan sorunsuz geldi.
FM radyo işlevi de gören kart aracılığı ile boyutlandırılabilir pencere ya da tam ekran (elbette, ekran kartınızın işbirliği ile, kimi durumlarda yeterli olmayabilir) olmak üzere farklı ölçülerde TV izlenebiliyor. Görüntü kalitesi diğerlerine aman aman bir üstünlük sağlamıyorsa da ortalamanın üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Şurası da bir geçek ki, kimi kanallar "cam gibi" izlenebilirken, kimi kanalların bir nevi çamurlaşma gibi izlenebildiğini de hatırlatmak gerek. Yani elde edeceğiniz görüntü kalitesi TV kartının tuner ve video işleme kabiliyetine bağlı olduğu kadar yayının kalitesine de bağlı. Örneğin kablo yayın içerisinde son derece farklı yayın kalitelerine sahip kanallar var. Gözlemleyebildiğimiz kadarı ile stüdyo çekimleri en net sonucu veriyor. Bu arada mevzu dışı belki ama bu TV kartı testi beni kanalE seyircisi yaptı. Gündüzleri ekonomi üzerine yayın yapan kanal akşam üstünden itibaren müthiş bir yayın akışı izliyor, yepyeni filmler, konserler filan.
AverMedia TV Phone 98'in arabirimi iyi ancak hareketli görüntü yakalama işlemi için bir başka programı siz çalıştırmak zorundasınız. Capture yeteneği amatör kullanımlar için yeterli. 394x288 boyutlarında yaklaşık 23-24 kare/sn gibi bir hız yakalanıyor. Bu da yeterli sayılmalı, çünkü kartın esas görevi bu değil. Kart ile birlikte gelen bir program izleme fırsatı bulamayacağınız yayınları sizin için kaydedebiliyor. Bunun için sabit diskiniz 13 GB olması gerekiyor.
AverMedia TV Capture 98
Editör'ün Seçimi olarak belirlediğimiz AverMedia TV Phone 98 ile bu kart arasındaki görünür tek fark, bunda FM radyonun bulunmayışı. Bunun dışında kalan tüm özellikler aynı. Hatta aynı sürücü dosyasını kullanıyorlar. Bunun getirdiği arabirimdeki hafif farklılık ve içerik dışında ben bir fark saptayamadım.
TV Phone 98'de olduğu gibi bunda da TV programlarını önceden ayarlayıp kaydedebilmenizi sağlayan bir program, uzaktan kumanda ve Bt878 yongası bulunuyor. Yukarıda yazmayı ihmal etmiş olabilirim ama AverMedia TV serisinin bir özelliği olarak beraberinde gelen arabirim dışındaki programlar ile kullanıldığında sanki daha fazla kapasiteli kullanılabiliyormuş izlenimi edindim. Internet üzerinde bulabileceğiniz bu hobi olarak yazılmış yazılımlar bazı farklı özelliklerin kullanılabilmesini sağlıyor. Çoğu TV kartı için bu durum geçerli olmakla birlikte ekran kartının overlay özelliğinin kullanılması ve tam ekran TV izletme gibi seçeneklerde daha başarılı yazılımlar olduğunu saptadım. Aklınızın bir köşesinde olsun.
AverMedia AverTV USB
Adından hemen anlaşıldığı gibi elimizdeki ürün PC'nizin içine takabileceğiniz bir ürün olmayıp harici bir cihaz. Ürün USB portunuza bağlanıyor ve sistemle iletişimini buradan sağlıyor. Windows sağ olsun derhal aygıtı taktığınızı anlıyor, sürücüsünü istiyor, yüklüyoruz. USB mantığı sistemin yeniden başlatılmasını istemese de AverTV USB bunu istiyor. Sistemi yeniden başlattığımızda işlem tamamlanmış oluyor.
Gerekli diğer bağlantıların tümü cihazın arka yüzünden gerçekleştiriliyor. Burada Video, video girişleri ile anten bağlantı noktası ve ses çıkışı bulunuyor. Aygıtın üzerinde gördüğünüz mavi beneklerden sadece bir tanesi çalışıyor, o da sabit kare resim yakalamaya yarıyor. Tasarım olarak güzel bir ürün, yaklaşık 15 cm x 15 cm gibi boyutları var, PC kasanızın üzerinde pek ala yer bulabilir.
Ürünün görüntü kalitesi tatmin edici, göze ters gelen her hangi bir aksaklık v.s. yok. Yalnız bu testin diğer USB aygıtında da tespit ettiğimiz gibi ses ile görüntü arasında belli belirsiz bir senkronizasyon problemi bulunuyor. Daha net bir anlatımla önce görüntü geliyor, bunu takiben ses biraz arkadan yetişiyor. Çoğu kullanıcının farkına bile varmayacağı bir durum ama aktarmadan geçemezdik. Aslına bakılacak olursa bu duruma yabancı değilim, daha önce yaptığım bir TV kartı testinde harici aygıtlarda bu tip durumlarla karşılaşmıştım. Bu sebepten üzerinde biraz fazla titizlendiğim doğrudur.
Özetle AverTV USB, görüntü yakalamadan arabirime kadar dahili bir TV kartından beklenenleri verebiliyor. USB aygıtların hala biraz daha pahalı olmasının sebebini aslında teknolojisinde değil de, aygıtların kutulanma maliyetinden kaynaklandığı artık ortada. PC'sini açmak istemeyenler için uygun.
Hauppauge WinTV Primio
Kartı anlatmaya başlamazdan önce bir noktaya açıklık getirelim. Bu markanın telaffuzu konusunda herkes kafasına göre bir şeyler uyduruyor, hapuç diyenler, hopaç diyenler her şey var, ancak işin aslı başka. Hauppauge ABD, Long Island'da bir kasabanın ismi. Kızılderililer tarafından kurulan bu yerleşim yeri adını TV kartı markasına vermiş ve HOP-HOG şeklinde okunuyor. Garip ama gerçek, sizi gidi kendini bilmez Boğaziçi mezunları sizi.
Bu testin en pahalı kartı olan WinTV Primio sorunsuz bir kuruluma sahip. TV sinyali ve ses bağlantısını yaptıktan sonra tak ve çalıştır desteği olan kartın sürücüleri de kolayca yüklenebiliyor.
Üretici firmanın Internet sitesine bağlanıp en son sürücüleri indirerek kullanmanın