Öncelikle seni tebrik ederim. Forum adına güzel, elverişli ve olgunca başlıklar açıyorsun.
Soruna gelince,
Bir insan düşünün, Çevresinde iyi insanların olduğu, yardımlaşmanın, gönül güzelliğin ve alçakgönüllü insanların olduğunu düşünün. Ve bu çevrenin bir çizgide ilerlediğini hayal edelim. Ve bu hayale bir kötülük ekleyelim. Savaşlar ekleyelim artık çizginin düz bir çizgiden ziyade bir daireye dönüştüğünü düşünelim. Bu dairenin içinde kalan savaş mağduru, kötülük mağduru iyi insanın halini düşünelim....
Aslında içinde ve özünde güzellik olan, kalbi seffaf, yüreği temiz, gönlü bi çare... Dünyaya küsmüşcesine, nedensizce kin besliyor zihninde... Kafasındaki soruları ne kendi bulabiliyor, Nede soruları anlayabiliyor.... Bu insanı düşündüğümüzde, çevresi tarafından suç işlemeye mailli oluyor. Ama birde çevresi tarafından bizzat suç işleten insanlar var. Zamanında çok sıkca yaygın olan, günümüze kadar süre gelen adetler, gelenekler ve boşa tükenen hayatlar var... Bahsetmek istediğimi çok iyi anladığınızı düşünüyorum. ''Kan davası'' ...
Malesef ki günümüze kadar süre gelen ama iki tarafında mutsuz olduğu, bütün hayatı birbirine zindan eden, birbirine zulm eden, beyaz bayrak nedir bilmeyen aileler var. Bu ailelerin çocukları suç nedir bilmezler... Suç onlara daha sonradan eklenen bir egodur. Veya şart! İşte bu çocuk çevresi tarafından baskı görülerek vede zorlanarak şuçlu kılıfını üstlenmiş bir adaydır.
Birde, daha önce suç nedir bilmeyen insanlarımız var. Gönlü zengin, yüreği inançlı ve kendisine saygısı olan bir insan. Bu insan bile bir suç işleme eylemine meilli olabilir. Günümüz haberlerini izlerken bazen şaşırıyorum. Bir Türk Lirası için insan vuranlar bile var... Bazen insanın şartları suç işlemeye zorluyor. Bazense bu şartların oluşturduğu suç bir katliama dönüşebiliyor. İnsanın kendiside suç işliyor, bazı hastalıklar var örneğin, birisi adrenalin bağımlısı bir insan. Hayatında heyecan arıyor. Tadacağı kadar heyecanı tadmıştır. Yamaç paraşütünü denemiştir, su altında dalmayı denemiştir, ulaşması zor ve imkansız dağlara tırmanmıştır, araba sürmüştür, uçak kullanmıştır, sörf yapmıştır, snowboard ( kayak ) yapmıştır, yaşıyabileceği bütün heyecanları tadmıştır. Ve artık daha farklı daha tehlikeli ve riskli heyecan arayışına girmiştir. Bu girişim bir hırsızlık, bir insanı yaralama, öldürme gibi bir suç girişimi olabiliyor. İnsan zaman zaman suç işlediğinin farkında bile olmuyor. Bunu hergün şahit olduğum trafik levhalarında görebiliyorum, Vatandaş, yeşil yanıyormuş, kırmızıymış umursamıyor. Yol boşsa yoluna devam ediyor. Aslında hata yapıyor ama kendi mantığı ile hareket ettiğinden, işlemiş olduğu basit bir suçun nerelere gideceğini düşünmüyor, düşünemiyor. Bu vatandaşı gören başka bir vatandaş yaşca küçük ve henüz trafik kuralları ile tanışmamış biri, Bu kardeşimiz biraz önce kırmızı ışıkda geçen amcamız, dedemiz, abimiz,ablamız,teyze veya ninemiz herkim ise, onu örnek alarak ışıklardan geçiyor. Şansı var ise karşı kaldırıma kadar güvenli bir şekilde gidebiliyor. Ama her zaman şansı olmayabilir. Bakın ne kadar küçük bir oladan bahsediyorum. Yüzde yüz yayanın ihlal ettiği bir kuralın neler doğurduğunu yazmaya çalışıyorum. Küçük bir hata, belki toplumumuzca suç gibi gözükmez ama, bir çocuğun hayatını karartmaya, ve ya hayatı boyunca izini taşıyabileceği kazalara sebep olabiliyor. ... Birde buna özgür suç işlemeyide ekleyelim ve yazımı yavaş yavaş bitireyim. Özgür suç işleme genelde ve çoğu zaman sanal olan, bir bilişim suçudur. Buda oldukca bilinçsizce yapılan bir suçtur. Ve bu yüzden Birgün hatırlamadığınız, ama işlediğiniz bir bilişim suçundan hapise girebilir, mahkemelik olabilirsiniz. Bu da insanın kendi içindeki suç işleme oranını çıkarır. Siz siz olun hiç kimseye sanal, internet üzerinden kırıcı, üzücü, hakaret edici veya dolaylı yoldan hakaret edici yazışmalara girmeyin. Unutmayın bilişim suçunu işlemek, bilinçsizce yapılan bir suçtur.
Benim analizim bir insanın kendisinden çok çevresinin, kendisinin suç işlemesine yönlendirdiğinden yanadır, Fakat dediğim gibi insanın kendiside suç makinasına dönüşebiliyor. Şartlar yüzde elli yarı yarıya da denilebilir.
Cemal,
Kendi yazım olduğundan siteme ekliyorum
______________
Bundan sonra hep yek, hep tek başıma