Bir gün, oduncunun teki nehrin hemen üzerinde, bir ağacın dallarını keserken, kazara baltasını suya düşürür. Kederinden ağlamaya başlayan oduncunun haline üzülen Tanrı aşağı iner ve "Niye ağlıyorsun?" diye sorar. Oduncu durumu anlatır ve baltası olmazsa aç kalacağını söyler. Tanrı hemen suya dalar ve dipten altın bir balta çıkarır.
"Bu mu senin baltan?" diye sorar tanrı.
Oduncu "Hayır" diye cevap verir.
Tanrı tekrar suya dalar ve bu sefer dipten gümüş bir balta çıkarır.
"Bu mu senin baltan?" diye sorar tanrı.
Oduncu "Hayır" diye cevap verir yeniden.
Tanrı tekrar suya dalar ve bu sefer demir bir balta ile çıkar "Bu mu senin baltan?"
Oduncu sevinçle, "Evet" der.
Tanrı adamın dürüstlüğünden memnun olur ve üç baltayı da ona verir. Oduncu baltalarını alır ve mutlulukla evine döner.
Aradan zaman geçer bir gün oduncu karısı ile birlikte nehir kenarında yürürken, karısının ayağı takılır ve suya düşer. Baltacı üzüntü ile karsının ardından ağlamaya başlar.
Tanrı yeniden görünür ve oduncuya sorar, "Niye ağlıyorsun?"
"Tanrım lütfen yardım et bana, karım suya düştü!"diye yakarır oduncu. Tanrı suya dalar ve yukarıya Jennifer Lopez ile çıkar. Bu mu senin karın?" diye sorar. "Evet," diye bağırır adam.
Tanrı adamın yalan söylemesine çok kızar. Oduncu hemen açıklamaya çalışır, "Tanrım lütfen beni affet, beni yanlış anladın. İşin gerçeği eğer sana Jennifer Lopez için hayır demiş olsaydım, bu sefer Catherine Zeta-Jones ile gelecektin. Gene hayır deseydim karımı getirecektin ve ben bu sefer evet dediğimde üçünüde bana verecektin. Ama tanrım ben fakir bir adamamım ve üç kadını birden bakmam mümkün değil. İşte bu yüzden ilk seferinde evet dedim."
Hikayenin özü: Erkekler ne zaman yalan söyleseler mutlaka gerekli ve onurlu bir nedeni vardır.