Kablosuz erişimle yardım ve yataklık
Her yerden internete bağlanalım diye kablosuz ağlar her yanı sardı. Ama beklenmeyen yansımalarını keşfetmek bazılarına çok pahalıya patladı.
Eviniz ya da işyerinizdeki kablosuz internet erişiminizi şifrelemeyi unutmayın. Posta kutunuzdan çıkacak ihtarname ya da mahkeme çağrısını beklemek de bir seçenek
Mobil olmak içinde bulunduğumuz dönemin anahtar kelimesi. Bilgiye ulaşmak bir zamanlar törensel bir süreçti. Bizi o bilgilere ulaştıran cihazlar bile özel odalarda, özel iklim koşullarında çalışırdı. Ancak artık durum pek öyle değil. Artık kullanıcılar cihazlardan çok onlarla alabildiği hizmetlere önem veriyor. Ve hepsinin ortak beklentisi her zaman, her yerde, her şekilde hizmeti kullanabilmek.
Dolayısıyla taşınabilir cihazlar, pranga misali bizi mekânlara zincirleyen kablolardan uzak çalışma ortamları tercih edilir hale geliyor. Ancak bu kablosuz yaşamın fazla dikkat çekmeyen yanlarından biri de güvenlik.
Bugün milyonlarca evde, işyerinde, alışveriş merkezinde ve kafede kablosuz internet erişim noktaları hizmet veriyor. Bazıları sadece şifreli ve sadece sahiplerinin kullanımına açıkken; alışveriş merkezi ve kafe gibi işletmelerde kısıtlama olmaksızın bütün müşterilerin hizmetinde.
Üstelik kablosuz erişim cihazlarının orijinal ayarları iletişimi şifresiz mümkün kıldığı için genellikle birçok deneyimsiz ev kullanıcısı internet erişim ağını aslında etrafındaki herkesle farkında olmadan paylaşır hale geliyor. Her ne kadar erişimin büyük bölümünün kotalı olduğu Türkiye'de kullanıcılar bu konuda hassas olsa da yine de şifrelenmemiş bir ağ yakalamak pek de sürpriz değil.
Ne var ki ABD ve Avrupa da dahil dünyanın birçok yerinde bu durum bazı karışık tartışmalar ve hukuki süreçlerin de merkezini oluşturuyor. Şifresiz kablosuz ağ üstünden yapılan yasadışı bir işlemde sorumlu olarak hattın sahibi tutuluyor. Yani örneğin evinizdeki kablosuz internet erişimini kullanan komşunuz suç unsuru içeren herhangi bir şey yaptığında hukuki takip sizde sonuçlanıyor. O andan sonra yapmanız gereken bunu sizin değil ağınızı kullanan başka birisinin yaptığını ispatlamak. Bu da şimdiye kadar birkaç örnek dışında mümkün olmadı. İspatlandığı kimi durumlarda dahi kanunlar erişim sağlayıcı olarak açık ağın sahibini her duruma suçlu bularak mahkum etti. Bunları yakından takip eden bilgisayar korsanlarının öncelikli tercihleri de doğal olarak bu tip açık ağlar olmaya başladı.
Ancak geçtiğimiz hafta bir Alman mahkemesi bu konuda aldığı bir kararla yeni bir dönemi başlattı.
Olay yasadışı şarkı kopyaladığı anlaşılan bir IP numarasının takibiyle başladı. Bu bilgiden internet hattının sahibine ulaşan yetkililer olayı mahkemeye sevk etti. Davada kendini savunan sanık bunu kendisinin değil şifresiz kablosuz ağını kullanan birisinin yaptığını iddia etti. Bölge mahkemesiyse kararında (aynen diğer ülkelerde olduğu gibi) ağını şifrelemenin her abonenin kendi sorumluluğu olduğu gerekçesiyle sanığı suçlu buldu.
Frankfurt'ta görülen dava temyize gidince dosyayı inceleyen üst mahkeme erişimini şifrelemese bile kendisi suça karışmadığı takdirde o ağ üstünde işlenen suçtan kablosuz ağ sahibini sorumlu tutulmayacağına karar verdi. Bunun Avrupa Birliği kapsamında diğer ülkelere de etki etmesi bekleniyor.
______________