Yorgunum. Hem gönlüm, hem ruhum, hem bedenim yorgun. Duruyorum ve kendime soruyorum. Bu yorgunluğun sebebi ne? Niçin bu kadar bitkin hissediyorum?
Her sabah aynı neşeyle uyanıp kendi kendime Bugün güzel geçecek desem de, ille canımı sıkacak bir şeyler oluyor. Ben etrafımda neşemle tanınan bir insanım. Gittiğim mekanlara neşemi ve esprimi yanımda taşırım. Gülerim , güldürürüm. Arkadaşlarıma değer verdiğim için onlarla neşemi paylaşırım. Fakat şu son bir aydır işler hiçte benim istediğim gibi gitmiyor. Ben insanlara değer verdikçe, insanlar benim değerimi düşürmeye çalışıyor. Düşündükçe yorgunluğumun sebebini buluyorum. Ben herkesi kendim gibi zannediyorum. Galiba bu yüzden yorgunum. İnsanların kıskançlıklarını, fesatlıklarını , kötü kalplerini, sinsi yüzlerine taktıkları şirinlik maskelerini taşımak yoruyor sanırım beni.
Ne olurdu sanki herkes birbirine saygılı olabilse, karşısındakini sevmese bile, ona saygı duyabilse. Düşündükçe beynim karıncalanıyor, kalbim uyuşuyor. Ruhum neden yorgun sebebini buluyorum. Ruhum ruhsuz insanlar görmekten yorgun. Sahte gülüşleri duymaktan, samimiyetsiz nezaketlerden bıkkın, menfaatçi zihinlerden bunalmış. Bu yorgunluğun sebebi, neşemin katillerine kızıyorum. Çünkü onlar yalnızca neşemi katletmekle kalmıyor, insanlara duyduğum sevgiyi de öldürüyorlar. Çevremde o kadar az sayıda dürüst insan var ki, bir elin parmaklarını geçmez sanırım. Herkesin yüzünde bir maske, bir sahte tebessüm. Yan masada canım cicimli konuşanlar , bu tarafa geçtiklerinde yüzlerini buruşturup kinayeli bakışlar savuruyorlar. Korkuyorum. Evet onlara benzemekten korkuyorum.
Bir an için gözlerimi kapatıyorum. Kararlarımı gözden geçiriyorum. Gerçekten doğru bir karar verdiğime inanıyorum. Bedenleri diri fakat ruhları ölmüş insanlarla uğraşmaktansa, bedenleri ölmüş ruhları dirilmiş insanlar daha masum geliyor bana. Kim nasıl yargılarsa yargılasın BEN BUYUM. Benimle olmak isteyenler ben burdayım. Tüm neşemle, tüm sevgimle , yorgun kalbimle yanınızdayım.
Ama şunu da belirteyim yanıma gelirken takındığınız o şirinlik maskelerini çıkartmalısınız. Çünkü artık daha fazla tahammül edemeyip gönlünüzü kırmaktan korkuyorum. Gerçi sizde vücudunuza kan pompalamaktan başka hiçbir işe yaramıyor o gönül. Ama olsun. Dünyanın hepimizin gönlünde yaşattığıduygularla dolu olması dileğiyle
31.01.2013 ______________ M.Aslan
En son seninsevdan tarafından 31.01.2013 21:30:23 tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Sensın o kendınsın, cunku kımse snn gıbı dusunmek zorunda dgldır, senın gıbı bakmak zorundada degıldır, snn gıbı dusunmek snn gıbı yasamak zorundada degıldır, sen ona deger verıyorsan o sana aynı degerı vermek zorundada degıldır, sen sevıyorsan oda senı sevmek zorunda degıldır, kendını yanıltan sensın...
Kımse senı senın onları gordugun gıbı gormuyor dıye ınsanları suclayamazsın...
Hiç beceremez zihnim, kelimelere dökülüp şiir olmayı.
Bu yüzden öylece olduğu gibi çıkıverir kelimeler.
Parmaklar şahid olur,kalemin gözyaşına.
Bir sayfada toplanır bütün yaşananlar.
Hüzün olur sel olur gözyaşları.
Keder olur, musibet olur hayat durur.
Sevinç olur coşulur, mutlulukdan uçulur.
Bazen, hatta çoğu zaman kapkara bir yalnızlık olur...
Sevincine, kederine, kaderine yaşamına gözyaşına kadar bulaşmıştır...
Yok olmak istersin zaman zaman, Sonra yine...
Sonra yine başa dönersin.
Ama artık eski sen değilsindir, yalnızsan.
Kendinden çok uzak değilsin ama,
Her yeniden başlayış, seni kendinden kilometrelerce uzaklaştırıyor.
Farkına varmadıysan, hep o kişinin ben olduğunu sanmaya devam edeceksin.
Yalnız kalmaya alışacak ve artık kimseyi aramıyacaksın.
Sadece sen ve yalnızlık olacak...
Fark ettiysen daha kötü.
Çünkü fark ettiğinde çoktan yalnız kalmış ve yalnızlığın en hasına ulaşmışsındır.
Çırpınacak, yeni arayışlara bulaşacak ama yalnızlıkdn kurtulamıyacaksın.
Sonra...
Sonra çok uzun yıllar geçecek, biri çıkacak karşına.
Bütün hayatın o olacak, bağlanacaksın.
Şanslıysan, hayatına devam edeceksin.
Belki aynı evde olup çocuk sahibi olacaksın.
Telaşeler içinde bir renkli bir renksiz hayatı yaşıyacaksın.
YAŞLANACAKSIN...
Yaşlanacaksın ve bir bir çocuklarını evlendireceksin.
Sonra, seni hayata çeviren o mükemmel insanı kaybedeceksin.
Çocuklarına gidemiyeceksin, çünkü hayatın boyunca sinsi sinsi peşinde olan dostun var.
Tekrar yalnız kalacaksın üstelik tecrüben olmana rağmen yalnızlık artık 2 kat daha güçlü gelecek
Şanssızsan... Hayatına devam edeceksin.
Yalnızlığınla mucadele ederek, sahte tebessümlerle dolu mutluluk oyununa çok ihtiyacın olacak...
Bir süre sonra, bu oyuna da ihtiyacın olmayacak.
Hayatın sana oynadığı, eşsiz oyunu sürdüremeyip,
Herşeyi oluşuna bırakacaksın...
Bir bilinmeze gidiyorsun farkında değilsin.
Fakat yinede böyle olması gerektiğini düşünüyorsun.
Hayata karşı tacrını koymuş, omuzlarından yükünü kaldırış dik gururlu ve asil...
Bir oakadarda asi duygusal ama hırçın...
Zaten karmaşık hayat karşında ne gerek var bunlara...
Haydi yen yalnızlığını bir kez daha, Ağla...
Ağlaki hırçınlığın taşsın, yok et duygularını.
Ağlaki asiliğinle kır yakınlarını,
Ağla ki hesap sor kendine.
Neden bu kadar uzağım diye kendime...
Haydi durma ağla...
Sonra gevşe ve sessizce yarınki hayat maratonuna hazırlan...
Dostummm dostum. Çok zor senin işin çok...
Daha kendini kabullenemiyorsun ki.
En büyük hata burda.
Cemal...
Dinimizde yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğu ayet ve hadisler de görülmektedir. Bir hadisi şwrifte Peygamberimiz (SAV) buyuruyorki ; '' Yedi zümre insan vardır ki, hiç bir gölgenin bulunmadığı bir günde Allah(cc) onları kendi arşının gölgesinde barındırır. Bu yedi zümreden biride sağ elinin verdiğinden sol -
elinin haberi olmayan kimsedir.''
İşte ecdadımız '' Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek'' hadisinihayat felsefesi edinmiş ve eşsiz mana taşıyan sadaka taşları yapmıştır. Sadaka taşları genellille5üç beş semtin"
birleştiği bir köşede, fakir,muhtaç ,hasta insanların barındığı yerlerde olurdu. Bu taşların yüksekliği insan boyunda olup üst tarafı oyulmuş bir şekilde mermerden yapılmıuştır. İşte sadaka taşları alan eli hicaptan, veren elide riya ve gururdan korumak amacıyla yapılmıştır. Hatta ecdadımız bu işe o kadar önem vermiştirki yapacakları yardımları bile yatsı namazından sonra yaparak gecenin karanlığından yararlanmıştır.
Peki, biz yardımlaşmanın gizliden yapılması gerektiğini ne kadar biliyoruz, daha doğrusu ne kadar uyguluyoruz? Neden ecdadımızın yaptıklarından esinlenmiyoruz da televizyonlarda insanları rencide edecek şekilde dizayn edilen yardım programları yapıyoruz. Belki bu programların yapılış amacı insanları yardıma sevk etmek olabilir ama böğle yaparak bir o kadar da yardıma muhtaç kişileri rencide eder. O programlardaki yardım alan kişilerin halini bir düşünseniz, kendinizi onların yerine bir koysanız neler hissederdiniz acaba ?
Ne olursa olsun yapılan yardım, ne alanı küçük düşürmeli, ne de veren için bir övünme sebebi olmalıdır. Biz büyük İslam medeniyetinin bir parçası olarak yardımlaşmaya verdiğimiz bu büyük önemi edebi ile yapmaya çalışalım. Çünkü dünyamızın modern sadaka taşı anlayışına ihtiyacı var. ______________
Bundan sonra hep yek, hep tek başıma
Bir gün farklı bir şehirde ve hiç beklemediğimiz bir anda karşılaşırsak seninle umarım tanımazsın beni..
Böyleyken sevemediğin bu bedeni yabancıyken seversin belki..
* Mert Topuz
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye, İşte ben onlardan değilim, Ben sensiz de yaşarım; Ama seninle bir başka yaşarım. Nazım Hikmet ______________ Oyyunkom & Oktay-Blog ikiside şahsıma aittir. İki site üzerinden paylaşım yapmam veya mesaj atmam sizi yanıltmasın.
ÖlümGelmedenHAYATIN! MeşgulOlmadanBoşZAMANIN! .................................................................Kıymetini BİL! ______________ Bir profesyonel yaptığı yardımları değil, kendisine yapılan yardımları hatırlayan'dır.
Sorunlar İçin destek( at )bedava-sitem.com Adresine mail atınız.
Kendi yazdığım bir şiirdir. Adı; Zamanım Doldu Dostlarım
Zamanım doldu dostlarım
Her şey meçhul benim gözlerimde
Yalnızlık aramayın sakın, sözlerimde
Tüm benliğimi bırakıyorum özlemimde
Zamanım doldu dostlarım
Vakit veda vaktidir
Bu sessizlik her şeyin resmidir
Yaşananlar vicdanımın bana vebalidir
Zamanım doldu dostlarım
Bir an bile davrandıysam yabani
Zannetmeyin ki, gidişim çok ani
Vazgeçtiklerimin hepsi, tozlu bir defterde pinhani
Zamanım doldu dostlarım
Ne yazık, hiç denk gelmedi ki bana tardu,
Başlangıç sandığım her şey aslında benim sonumdu
Ömür bir rüzgar edasıyla beni savurdu
Çerezler küçük bilgi verici metinlerdir, bizim veya iş ortaklarımızın tarayıcınız aracılığıyla size ulaşmamızı sağlar.
Tarayıcınızdaki ayarları değiştirerek istediğiniz zaman çerez kullanımını engelleyebilirsiniz.
Genel Veri Koruma Yönetmeliği ile uyumlu aşağıdaki çerezleri kullanıyoruz:
- Temel çerezler: Web sitesinin tam olarak işlevsel olması için kesinlikle gereklidir.
- Opsiyonel Çerezler: İsteğe bağlı çerezlerdir ve web sitesini geliştirmemize yardımcı olur, ör. sizi kişisel olarak tanımlamadan web sitesindeki kullanım davranışınızın analiz edilmesi gibi.
Gizlilik politikamızdan daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.